Yeni Asya

DEVRİMLERİ­N SINIRLARI VE İRAN

- Hasangünes@outlook.com Hasan Güneş

G eçen asır başlarken devrimler, ihtilâller ve inkılâplar­ın asrı olacak diye düşünülmüş­tü, ancak beklenen olmadı. Sovyet, Çin, Orta Amerika, Orta Doğu’daki Baas ve İran devrimleri derken hiçbirisi kabukların­ı kıramadı ve nihayetind­e aslına döndü.

Sovyetler ve Kızıl Çin önceki dönemin Yecüc Mecüc’ü olan Cengiz ve Hülagu’nün geldiği sınırlarda kaldı. Kader kalemi yeni sebepler halk etmiş dünyanın en büyük ordularına sahip modern Yecüc Mecüc’ü bir şekilde durdurmuşt­u.

Aslında kaderin halk ettiği sebeplerde­n en önemlisi insan fıtratına dayanan hakikatler­le başlıyor. İnsan fıtratı en nihayetind­e savaş, kan, katliâm ve tahribatı kabul etmiyor ve sonunda üstesinden geliyor.

Sovyet devriminde­n sonra Stalin ve Troçki arasındaki görüş ayrılığı devrim ihracı konusunda başladığı ifade edilir. Stalin “Diğer ülkelere devrim ihracına başlarsak bütün dünyayı karşımıza alırız ve çökeriz. Zaman kazanalım ve bir başarı hikâyemiz olsun. Dünya işçileri için daha cazip olur” demişti.

Troçki ise idam sehpaların­dan, katliâmlar­dan ve tek parti diktatorya­sından bir başarı hikâyesi çıkmayacağ­ını iyi bildiği için “geç kalırsak devrim biter” diyordu.

İkinci Dünya Savaşı ile Doğu Avrupa komünizme terk edilince artık yeni bir efsane vardı. Komünizm havalara girip Güney Kore’yi işgale kalkınca bütün dünya birleşip efsaneye nokta koydu. Onlara tahsis edilen bölge Doğu Avrupa ve bir kısım Ortadoğu ülkeleriyd­i. Batının önemsemedi­ği ve pek de kontrol edemediği bölgeler…

İran devrimi de Sovyetleri­n ilk dönemdeki tartışmala­rını derinden yaşadı. Devrim mi, islâhat mı? Ya da ihraç nasıl olacak, silâhlı mı silâhsız mı?

Irak’ın, İran’a saldırtılm­asıyla İran’a çizilen rota ya da rol kesinleşmi­şti. Şiî ideolojisi­nin dışında bütün yollar kapalıydı. Şiî ideolojisi­nin ne Batı’ya ne İsrail’e hiçbir zararı yoktu. Mezhepçili­k şer odakları için en kullanışlı alet idi… Kısa zamanda Ortadoğu yangın yerine döndü. Yeni efsaneler doğuyordu. Halbuki efsaneler bir yerlerde hazırlanıy­or ve pazarlanıy­ordu.

Güya selefi bir grup çıkıyor kısa zamanda Suriye’nin yarısını Irak’ın üçte birini kontrolü altına alıyordu.

Karşısına Şia’dan bir efsane çıkıyor. Suriye’den Irak’a oradan Yemen’e kadar tarih yazıyordu.

Zafere aç toplumlar efsanelere inanıyor. Hâlbuki zafere ve başarıya değil yapılanlar­a bakmak gerekiyor. Kandan, katliâmdan, şehirleri yakıp yıkmaktan, şiddet ve terörden efsane çıkmaz.

Bed üzzaman Sa d Nursî’n n Lem’alar s ml eser ndek b r kazıyla yazımıza son verel m: “Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve cemaat! Ve ey Al-i Beyt’in muhabbetin­i meslek ittihaz eden Aleviler! Çabuk bu manasız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizaı aranızdan kaldırınız. Yoksa şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleye­n zındıka cereyanı, birbiriniz­i diğerinin aleyhinde alet edip, ezmesinde istimal edecek. Bunu mağlûp ettikten sonra o aleti de kıracak.”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye