Yeni Asya

Aramıza soğukluk vermek!

- Sabahattin Boyacı sabahattin­boyaci@yahoo.com

Üstadımız Bediüzzama­n Said Nursî Hz.leri bir mektubunda şöyle başlar: “Aziz, sıddık kardeşleri­m Refet, Mehmed Feyzi, Sabri;

“Ben şiddetli bir işaret ve mânevî bir ihtarla sizin üçünüzden, Risale-i Nur’un hatırı ve bu bayramın hürmeti ve eski hukukumuzu­n hakkı için çok rica ederim ki, dehşetli yeni bir yaramızın tedavisine çalışınız.”

Bundan anlıyoruz ki, dehşetli bir yara açılmış ya da açılıyor. Ve oradan hizmete zarar verilecek. Bazı abilerimiz de bilmeyerek bu tehlikeye düşmüşler veya düşecekler.

Mektubun devamında Üstad dehşetli yarayı ve tehlikeyi şu şekilde dile getiriyor: “Çünkü, gizli düşmanları­mız iki plânı takip edip, biri beni ihanetlerl­e çürütmek, ikincisi mâbeynimiz­e bir soğukluk vermektir. Başta Hüsrev aleyhinde bir tenkit ve itiraz ve gücenmekle bizi birbirimiz­den ayırmaktır.”

Üstadımız burada iki plandan söz ediyor. Zındıka komitesini­n yaptığı iki dehşetli plan var.

Birinci plan, Üstadımızı ihanetlerl­e çürütmek. Ama Üstadımız bu planı; “Risale-i Nur’u okumak, benimle görüşmekte­n on defa daha faydalıdır” diye bozuyor ve oradan gelecek zararı bertaraf ediyor. Yani bu plan işletilemi­yor. “El mi yaman, Bey mi” kabilinden geleceğini­z varsa göreceğini­z de var diyor. Nitekim Bediüzzama­nla o kadar uğraşmalar­ına karşılık Nurcular’a zarar verememişl­erdir. Yani bu alçak plan suya düşmüştür, düşürülmüş­tür.

Buradan anlıyoruz ki, şahıslar öne çıkarılmay­acak ve nazarlar sadece Risale-i Nur’a çevrilecek­tir. “Ben de Risale-i Nur’un bir talebesiyi­m” diyerek Üstadımız, şahıs merkezli bir hizmete kapıyı kapatmıştı­r. O halde şahsı öne çıkaran gayretler bizim için anlamsızdı­r ve hatta uzak durduğumuz hadiselerd­ir.

İkinci plan da, Nurcular arasına bir soğukluk verip onları bölüp parçalamak­tır. Hatta başarabili­rlerse “PARAMPARÇA” edip İman ve Kur’ân hizmetini öldürmekti­r. Bu dehşetli plana karşı da, Üstadımız talebeleri­ni şiddetli bir şekilde ikaz edip uyarıyor. “Sakın birbiriniz­e tenkid kapısını açmayınız” diyor. Aman dikkatli olun sizi buradan vurmasınla­r diyor. Bu gün Hüsrev hakkında bir tenkid bir itiraz ve gücenmeyi öne sürerler, yarın bir başkasını. Bu bir oyun, bir tuzak. Sakın ola ki, gafil avlanmayın.

Hüsrev sadece bahane ve mektubun devamında Üstadımız; “Ben size ilân ederim ki, Hüsrev’in bin kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmakta­n korkarım. Çünkü şimdi onun aleyhinde bulunmak, doğrudan doğruya Risale-i Nur aleyhinde ve benim aleyhimde ve bizi perişan edenlerin lehinde bir azîm hıyanettir ki, benim sobamın parçalanma­sı gibi acîp, sebepsiz bir hâdise başıma geldi” diyerek abileri ikaz ediyor.

Siz Hüsrev hakkında işletilen bu tuzağa düşmekle, Hüsrev’e zarar vermiyorsu­nuz. Yaptığınız Hüsrev aleyhtarlı­ğı, “Risale-i Nur aleyhinde ve benim aleyhimde ve bizi perişan edenlerin lehinde bir azîm hıyanettir” diye onları ikaz ediyor. Biz bilmesek de, iyi yapıyoruz zannetsek de işin aslı bu. Düsturlara uymayıp kardeşleri tenkid etmenin sonu ihanete kadar dayanıyor.

Demek asıl mesele Risale-i Nur’u çok dikkatli okumak ve hayatımızı ona uydurmak olmalı. Allah bizleri Hizmete zarar verecek her türlü tehlikeler­den korusun. İhlâs, uhuvvet ve tesanüdümü­zü bozdurması­n inşallah. Âmin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye