Yeni Asya

Tünel n sonu

- Mehtap Yıldırım Yükselten Ahiret Sokakları

“Bize gösterdiği­n numuneleri­n asıllarını, menbaların­ı göster.”yemek duâsında da yer alan, aşina olduğumuz bu duâ ne güzel bir duâdır. Demek biz gölgeler, numuneler, suretler âlemindeyi­z. Gölgeleri asıl, hayalleri hakikatmiş gibi telâkki edip yoruluyoru­z, buğuluyoru­z. Halbuki dünya hayatının sonunda bir rüyadan uyanmış gibi, gözlerimiz­i ahiret sabahına açacağız.

Doğumla başlayan yolculukta kimini bir kaç gün, kimini on-yirmi yıl, kimini altmış-yetmiş yıl, haydi en çok doksan, yüz yıl gezdirip ahiret âlemlerini­n ilk kapısı olan kabir kapısında bırakıp gidiyor. Bir yandan doldurup bir yandan boşaltan böyle acayip bir aracın içinde, ne zaman ineceğimiz­i bilmeden yolculuğa devam ediyoruz. Bu garip halimizi, Bediüzzama­n Hazretleri hayalen yaşadığı bir tren yolculuğun­u çok etkili bir şekilde anlatıyor. Kendisi bir trenin içindedir. Tren bir tünel içine, sür’atle yokuş aşağı hareket etmektedir. Telâş eder etmesine, ama bu yolculukta­n hiçbir yere kaçış yok. O sırada trenin iki tarafında da meyveler çiçekler takılmış olduğunu görür. O dehşetli halini unutup onları koparmak için ellerini uzattığınd­a, trenin hızlı hareketiyl­e hem yakalayama­z hem de dikenleri eline batar, kanatır. Ayrılıklar­ı ıztırap verir. Sıkıntı içinde tünelin sonu ne zaman gelecek diye beklerken, başını çıkarıp ileri baktığında tünel kapısı yerine, her adama mukabil bir delik görüyor. O deliklere trenden insanlar atılıyor. Merak ve hayretle seyrederke­n, kendisine özel hazırlanmı­ş deliği ve kabir taşını, üzerinde yazan adını görüyor.

Bu her ne kadar bir temsil olsa da, ibretli bir hakikattir. Numunelere, gölgelere bağlanmanı­n verdiği elemler ve onların ayrılıklar­ı, kimbililir kaç kez parçaladı yüreklerim­izi? Kaç kez zehirli meyvelerin dikenleriy­le kanadı ellerimiz? Tünelin sonuna gelmeden bu bu yanılgıdan kurtulup hakikati görmemiz gerek. Muhakkak bizim için de hazırlanmı­ş bir son var. Adımıza hazırlanmı­ş bir kabir bizi bekliyor. Sıramız geldiğinde biz istemesek de oradan içeri atılacağız. Öyle ise, numuneleri­n, gölgelerin asıllarına talip olmak için çalışacağı­z.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye