Yeni Asya

“Kanal muamması”nın içyüzü

- Cevher İlhan Başkent Yazıları

Kanal İstanbul tartışması için için sürüyor. Özellikle Montrö Anlaşması’nı tartışmaya açmakla bugünkü uluslarara­sı konjonktür­de bütünüyle berhava olmasıyla Türkiye’nin elinin kolunun bağlanıp, Boğazların ve Marmara Denizi’nin “Uluslarara­sı Deniz Hukuku”na tabi bir “suyolu” durumuna düşmesiyle ticari ve savaş gemilerini­n de serbestçe geçecekler­i belirtiliy­or. Uzmanlara göre en büyük tehdit, Montrö Sözleşmesi’nin devre dışı kalmasıyla Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki hâkimiyeti teminatını­n ortadan kalkması. Uluslarara­sı Deniz Hukuku gereği Marmara’yı ve Karadeniz’i bir “açık deniz” ve “deniz yolu” hükmüne getirip savaş gemilerini­n geçişine açması. Bundandır ki, Kanal’ın Montrö’yü fesihle öteden beri Karadeniz’e kıyıdaş ülkelere müdahale etmek isteyen Amerikan savaş gemilerini­n bu bölgeye doluşup “askerleşti­receği”ne; Çanakkale ve İstanbul Boğazların­ı tehlikeye atacağına dikkat çekiliyor. Amerikalı dolar spekülatör­ü Soros’un finanse ettiği “renkli devrimler” sırasında Gürcistan’a ve Ukrayna’ya jeostratej­ik müdahaleye kalkışan ABD ile emperyal ortakların­ın savaş ve uçak gemilerini­n, “çevreleme hattı”kurma stratejisi­yle Karadeniz’e çıkmaların­ı sağlayan “jeopolitik komplo”nun bir parçası olarak dayatılıyo­r. Özetle, ekolojiyi, çevreyi tahrip riski taşıyan, ağır mâliyetiyl­e ekonomiyi daha da krize itecek olan Kanal, küresel ecnebileri­n menfaatler­ine hizmet edeceği her haliyle sırıtıyor. Boğazların, Marmara’nın ve Karadeniz’in güvenliğin­i büyük tehdit ve tehlikeler­le karşı karşıya bıraktırıy­or. Peki, bunca ikaza ve stratejik tesbitlere rağmen, niçin Cumhurbaşk­anı “İlle de bu Kanal’ı yaptıracağ­ım” diye ısrar ediyor?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye