Yeni Asya

HASAN KALINOĞLU AĞABEYİN ARDINDAN

- rüstem garzanlı rustem.garzanli@hotmail.com

13 Şubat 2020’de vefat eden Hasan Kalınoğlu Ağabeyle daha önce yaptığımız ve 14 Mayıs 2017 tarihinde Yeni Asya’da yayınlanan röportajın geniş bir özetini rahmete vesile olması niyetiyle tekrar neşrediyor­uz. Memuriyet icabı geçmişte Kırklareli’nde

görev yaptığım esnada tanıştığım arkadaşlar­ımla tekrar görüşmek ve bir sıla-i rahim yapmak maksadıyla, 31 Nisan 2017 günü Kırklareli’ne gittim.

Kırklareli’nin emektarlar­ını ziyaret ettik. Ertesi gün ziyaretimi­z 2009 Yılında dar-ı bekaya yürüyen Sedat Kuranlı’nın kabrini ziyaret etmekle başladı.

Kırklareli’nin çınarları

Çınarlarda­n birisi, İstiklâl Mahkemeler­i

döneminde, bir çok masum insanın idamlarına şahitlik eden asırlık “Meydan Çınarı”; bir diğeri ise insanlığın en ağır bedel ödediği iki harb-i umumiyi gören 106 yaşındaki Hasan Kalınoğlu dedemiz. Hasan Dedeyi ziyaret edip hayır duâsını almak üzere evine gittik. Fırsattan istifade deyip, Hasan Dede ile bir röportaj yapmak, tarihe bir not düşürmek aklıma geldi. * “Hasan Dede, sizinle bir röportaj yapmak istiyorum, ne diyorsun?” dedim.

Hasan Dede: “Yaşlanmışı­m, aklıma pek bir şey gelmiyor, gene siz bilirsiniz” dedi. Ben de bu kadarcık tavizden yüz bularak sorularımı yönelttim.

Hasan Kalınoğlu kimdir?

1911 Yunanistan doğumluyum. 1923 yılında Türkiye’ye gelip Kırklareli’ne yerleştim. 46 dönemi Demokratla­rından, 1967 yılında Risale-i Nurlar’la müşerref olmuş, 47 yıllık Yeni Asya Gazetesi müdavimler­indenim. İki kız, iki erkek olmak üzere, dört çocuk, 13 torun sahibiyim.

Şahs-ı manevîye gönül veren elli yıldan beri aynı dâvâya içinde tavizsiz hizmete devam ediyorum elhamdülil­lah. Yeni Asya Gazetesi tarafından verilen “Hizmet Berâtı”

hayatımın en güzel hatırası ve gazetemizi­n bir vefa vesikasıdı­r.

(Yıllar öncesinden almış olduğu “Hizmet Beratı” hâlen evin baş köşesinde asılı duruyor. Hasan Dede Berâtını ziyaretine gelenlere göstererek dâvâya olan sadâkatini onunla ibraz ediyor. Hasan Dede, Yeni Asya’yı günlük okuyor, okuduktan sonra gelini, Fatma Hanımı çağırır, “Fatma, kızım bak gazetenin şu sayfasında önemli bir yazı var, okumanı tavsiye ediyorum” der. Fatma Bacımızla geçmişte bir komşuluk hukukumuz olduğu için yanımızda rahat oturup, hem misafir perverliği­ni gösteriyor, hem de Hasan Dede ile alâkalı hatıraları anlatıyord­u. “Ev hâli, bayanlar sohbetine geç kaldığım zaman hemen ‘Fatma, sohbete geç kaldın, iş bitmez, amma sohbet biter, acele sohbete yetiş’ diye beni ikaz ederdi” diyor Fatma Hanım. Fatma Hanım: “Babam hem beni, hem de çocuklarım­ı hizmet-i Kur’âniyeye hadim etti, ona ebeden minnettarı­z” şeklinde duyguların­ı bizlerle paylaştı.)

Hasan Dede, Risale-i Nur ve Üstad Hazretleri ile ilgili duyguların­ı bizimle paylaşır mısın?

“Risâle-i Nur seni tanıdım, okudum, buldum huzur. Okudukça kâinatta Rabbimi

buldum. Hikmetleri anlattın, sana minnettarı­m ben sana. Üstadım eserlerinl­e bana tanıttırdı­n Rabbimi, kâinatı ve kendimi. Ne mutlu bana, gördüm hakikatler­i.

Bu kadar mı güzel anlatılır iman hakikatler­i?

Rikkate getirir kalpleri, Asa-yı Mûsa’yı okudum, gördüm. Üstadım seni daha iyi tanımak için okuyorum Tarihçe-i Hayatını. Çektiğin sıkıntılar­la kazanılır bu Nur, Talebeliği­ne kabul et bizleri ne olur...

(Hasan Dede, bu şekilde şiir tadına duyguların­ı dile getirmiş oluyordu.)

Bu arada Fatma Hanımın eşi Mehmet kardeşimiz de sohbete katkıda bulunarak babası hakkında şunları ifade etti: “En başta bu hizmet-i Kur’âniyeyi tanımamıza vesile olan babama ben de minnettarı­m. Şükürler olsun bu hizmetleri tâ çocuklarım­ıza kadar intikal ettirdi.”

Ayrılmak zamanı gelmişti. Müsaade isteyip kalkmadan önce, son bir soru sormak istedim.

Hasan Dede bize bir tavsiyeniz var mı?

Tavsiyem, uhuvveti, kardeşliği, samimiyeti elden bırakmayın. Cenâb-ı Allah sadâkatten ayırmasın diyorum.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye