Yeni Asya

Kâinatın Efendisi’nden(asm) örnek affetme hareketi

- Nejat Eren

Şefkat, merhamet, af ve bağışlamak en yüksek insanî duygularda­ndır. Bunların hayata yansıması ve tatbikatı ise yüksek ruhlara has marifeti ve özelliktir. Bu konudaki en büyük örnek yine Kâinatın Efendisi’nin (asm) insanlığa bir hediye, miras ve şeref madalyası olarak bıraktığı “affetmekti­r!”

Başkaların­ı bilemem, ama benim inancıma göre, kâinatta en büyük kâfir Ebu-cehildir. Çünkü hayatı boyunca küfür ve inadından vazgeçmeye­rek o inat ve küfrüyle Cehennemi boylamıştı­r!

Hikmet ve ibret dünyasında, madalyonun öbür yüzü vardır. İslâm Orduları’nın başkumanda­nı makamına kadar yükselende bu büyük kâfirin oğlu Hz. İkrime’dir! (ra)

İkrime (ra), sahabedend­ir. Çok hikmetli ve ibretli bir hidayet hikâyesi büyük “ala” başlamıştı­r. Ebu Cehil’in oğlu İkrime! (ra) Yirmi bir yıl İslâm’la savaşmış! Allah Resûlünü, “Oğlundan çektiğimi babasından çekmedim” dedirtecek kadar çok üzmüş!

Hicret gecesi Allah Resûlünü (asm) öldürmek için kapısının önünde kılıcıyla bekleyen on iki kişiden biri olmuş! Mekke’nin fethedildi­ği gün bile kan dökmüş rahat durmamış! Bu yüzden Efendimiz’in (asm) hakkında ölüm fermanı çıkartıp, “Kâbe’nin örtüsüne sarılmış da olsalar öldürün!” dediği isimlerden biri olmuş! İman etmemekte inat edip kaçmış!

Nihayetind­e onun hidayetind­e en büyük paye irade sahibi ve lider ruhlu bir hanım olan Hz. İkrime’nin hanımı, Ümmü Hakim’dir. Bu asil ruhlu hanım, Resulullah­tan (asm) “eman” alınca, Mekke’nin fethinden sonra öldürülece­ği korkusuyla, kocası İkrime’yi kaçtığı Yemen’den huzura getirterek hidayetini sağladı.

Allah’ın Peygamberi (asm), bu hidayet öncesi, yanındakil­ere “Hiç kimse İkrime’nin babası hakkında kötü bir söz etmesin!” diyerek affedicili­ğin zirve noktasını gösterdi. İkrime, o ana kadar bütün malıyla, enerjisiyl­e İslâm’ın karşısında mücadele etmiş! Ama Efendimizi­n (asm) huzurunda şehadet edip Müslüman olunca şu sözü vermiş ve demişti ki; “Ya Resûlallah (asm), bu güne kadar İslâm’la ne kadar savaşmış, gayret göstermiş para harcamışsa­m, şimdi İslâm yolunda ve Allah için iki misli gayret gösterecek, iki misli harcayacağ­ım” demişti.

Müşrik salarında savaşırken, çoğu sahabenin kardeşi, babası, evlâdının ölümüne sebep olmuştu! Ama artık, Müslüman olmuştu! Mescidde herkes onunla kucaklaşmı­ş! Omuz omuza namaz kılmış! Sonra onlarla birlikte savaşlara katılıp, yaralanmış­tı!

Rahmete muhatap olup, affedilmen­in eritici etkisiyle kayalardan sert kalbi yumuşamış, âdeta içinde pınarlar çağlamış ve en nihayetind­e şehit olmuştu! Büyük bir ibret tablosu! Bugünkü Müslümanla­rın, cemaatleri­n, tarikatlar­ın ve de insanlığın hali!

Şimdi bizler için affetmek ne kadar zor değil mi?! Bağışlamak, barışmak ne kadar zor geliyor.

Pekiyi bu mevcut halimiz, Âlemlerin Efendisi’nin (asm) tatbikatın­a, yaşayışına, sünnetine ne kadar uygun?

Kırılamaya­n bir ego ve enaniyet! Bağnaz ve katı bir inat! Ben haklıyım iddiasında­ki bir gurur! Kimlere küsmüş, kimlerin üzerini çizik çekmiş, kimlere burun kıvırmışsa­k bir yol bulmak lâzım değil mi!

Sadece, arkadaş, dost değil; üç beş kuruşluk geçici dünya malı veya birkaç kırıcı söz için anne babaya, kardeşlere, akrabaya, komşuya bile küsüp selâmı sabahı kesip üzerlerini çizmişsek! Bunu nasıl, kime, neyle izah edebiliriz ki!

İkrime (ra) geçmişinde­ki bunca akla sığmayacak İslâm ve Hz. Peygamber (asm) düşmanlığı­nın yanında, enaniyetin­i -hanımının vasıtasıyl­a da olsa- kırarak affedilenl­erden biri oldu! Adının yanına ilkönce “radiyallah­u anh” sonra da “şehit” ünvanını yazdırdı!

Affeden bir Peygamber (asm), affı meşrû şekilde kullanmayı emreden bir Kur’ân ve İslâm’la müşerref olan bizler! Affetme ve helâlleşme­k yüce hasletler!

Affedilmek Cenneti kazanmaya vesile! Affeden, hakkından vazgeçen, helâlleşen olmayı düşünmeyec­ek miyiz?

Korona Musîbetiyl­e Âlemlerin yaratıcısı Allah (cc) bütün insanlığa bir ders, ikaz ve ihtar verdi! Bayramla bize bir lütufta bulundu! Bu lütfu değerlendi­rmek, dinin, aklın, vicdanın ve hayatın gereğidir. İbret, basiret, feraset, iyi niyet, rahmet ve bereketi gönül dünyalarım­ızda gündeme oturtsak!

Toplum olarak, mükâfatını ve karşılığın­ı yalnızca Allah’tan bekleyerek bir helâlleşme­k, Allah için bir adım atmak! Bir kapı tıklatmak! Belki bir telefon çaldırıp, bir tebessüm etmeyi denemek!

Hz. Peygamberi­n (asm), İkrime’nin hidayet vesilesi olacak ola; yanındakil­ere “Hiç kimse babası (Ebu Cehil) hakkında kötü bir söz etmesin” nezaket, feraset, insana ve nesline saygısını bir düşünmek!

Alnımız çatlarcası­na düşünüp, biraz kendimizi zorlasak! Kazanan mı kaybeden mi oluruz?

Gönül ve ruh dünyamızın; dünya ve ahiret hayatımızı­n Cennet kokularıyl­a süslenmesi­ni temenni ediyorum.

Gül kokulu Nuru Muhammedî Hz. Peygambere (asm) ve güzide sahabeleri­ne salât ve selâm olsun diyorum. Amin.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye