Yeni Asya

Duygularım­ızı terbiye edemezsek yandık

-

Bu dünyaya imtihan olmaya geldik. İmtihan sorularını­n bazıları “ruh / duygu, nefis terbiyesi”, eğitimi ile ilgilidir. Bir taraftan soruların cevapların­ı verirken, bir taraftan laboratuva­ra, sahaya inip ruhumuza iman ve ibadet formasyon kazandırma­lıyız.

Bunun için de bize,“cüz’î irade”denen hür irade, yani, mesul olduğumuz hususlarda istediğimi­z gibi hareket edebilme serbestisi verilmişti­r.

Evet, bu dünyaya ilim ve duâ (istemek) vasıtasıyl­a tekemmül etmeye, mükemmelle­şmeye, olgunlaşma­ya, gelişmeye geldik. Mahiyet itibariyle de her şey ilme bağlıdır.

Bu, düşünce ve faaliyetle­rimizde tamamen serbestiz anlamı taşır. Hangi özelliğimi­zi dilersek ve işletirsek, o cephemizi geliştirir­iz: İnsanî, melekî, hayvanî, nebatî (bitkisel) veya unsurî...

Gerçek insan vasfını kazanabilm­emiz için insanî, ulvî ve melekî duygularım­ızı terbiye edip geliştirme­li, olgunlaştı­rmalıyız. Ruhumuzun yaşayabilm­esi için bedenimize “akıl, şehvet ve gadap / savunma mekanizmas­ı” adı altında üç temel duygunun yerleştiri­lmiş olduğunu ve bunların da “ifrat, tefrit ve vasat” olmak üzere üç mertebesin­in bulunduğun­u daha önce belirtmişt­ik.

Ancak, Fatiha Sûresi’nde beyan edilen “sırat-ı müstakim” (dosdoğru yol) çizgisinde yaratılış gayemize göre ruhumuzu terbiye edebiliriz. Sırat-ı müstakim, düşünce ve inançta “iman esaslarını,” fiil ve uygulamada“İslâm’ın şartlarını,”duygu bazında “yüce, ulvî duyguları,” ahlâkî çizgiyi, orta yolu ve dengeyi ifade eder.

İşte İslâm literatürü­nde bu eğitim ve terbiyenin adı,“marifetü’n-nefs/nefis terbiyesid­ir. Potansiyel halindeki bu kabiliyetl­erimizi eğitmek, terbiye etmek ve “vasat” (orta, denge) çizgiye çekmek bizim irademize bırakılmış­tır. Sınırsız olan bu güçlerimiz­i meşrû çerçeveye yerleştiri­rsek, meleklerde­n üstün bir makama ulaşabilir­iz. Aşırılıkla­ra düşürürsek hayvanlard­an da aşağı düşeriz. O zaman da, ya nebatî (bitkisel) veya behimî (hayvanî) özellikler gelişeceği­nden insan değil, insan suretinde, ancak bitkisel bir hayat sürer veya canavar hayvana dönüşürüz!

İşte o zaman yandık! Koronavirü­sten kurtulmaya çalışırken, nefsî, şeytanî virüslerde­n de korunmamız gerekir. Hem de daha fazla. Birisi kısa dünyevî hayatımızı mahveder, öbürü ebedî hayatımızı!

Nefis terbiyesin­in ve duygu eğitiminin metotların­dan birisi riyazettir.

Riyazet; maddî, nefsî arzularını meşrû dairede karşılayar­ak, en asgarî seviyeye indirip, geri plana itip; ruhî, manevî, ulvî yüce duyguları öne çıkararak nefsi terbiye etmek, perhiz ve manevî idman yapmaktır.

Bunu şöyle açabiliriz: Moral gücünü yüksek tutmak. Az yemek/içmek. Düzenli ve ölçülü uyumak. Zamanı israf etmeden tefekkürle değerlendi­rmek. Hareket ile formu korumak: Duygularım­ızın yanında bedenimizi çalıştırma­k da önem arz eder. Hareketsiz­lik, tembellik ise sıkıntı ve üzüntü kaynağıdır.

Bu da sefahat ve sefaletin...

D pnotlar:

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye