PROVOKATÖRLERE
Hafta sonunda sosyal medyada Yeni Asya’yı hedef alan “yeni,” ama gerçekte bayat ve yine aşağılık provokasyon denemesine ilk cevabımız şu oldu:
“Özdabak’ın 2012’de çizdiği karikatürü üzerinden yine ahlâksız bir algı operasyonu yürüten troller boşuna uğraşmasın. Türkiye onların haysiyet cellâtlığı yaptığı bir ülke olmaktan çıkacak. Hukuk onlara da lâzım olacak.”
Akp’nin, o karikatürü yeniymiş gibi servis eden sorumlusu Şamil Tayyar’a da dedik ki:
“Yeni Asya her zaman, her hal ve şartta demokrasi ve hukukun yanındadır ve sözünün eridir. Vaktiyle Ergenekoncularla güya mücadele ediyormuş gibi görünürken şimdi onlarla aynı çizgide yürüyenlere benzemez.”
O çizimin eski olduğunu, provokatif ifadelerle Yeni Asya’yı hedef göstererek paylaştıktan sonra “fark” eden Tayyar’ın 2012’de Fethullah Gülen için attığı tweet’lere bakanların, 180 derecelik bir değişimin çok ibretlik (!) örneklerini görebileceklerini hatırlattık.
Sıraya giren malûm trollere de şunu dedik:
“Müflis tüccar eski defterleri karıştırır. İyice sıkışmış olmalılar ki, Yeni Asya’ya saldırmak için birşey bulamayınca evvelce de defaatle kullandıkları eski bir çizim üzerinden yeni bir deneme yapıyorlar. Önce AKP, sonra ODATV, peşinden Aydınlık ve Akit. Ve trol ittifakının Sabah kolu da, hukukî sürecin devam ettiği bir konuda ‘âdil yargılamayı etkileme’ suçunu tekrarlayıp, gerçek hukuk işler hâle geldiğinde hesabı sorulacak olan sabıka dosyasına yeni bir suç daha ekleyerek koroya katıldı.” Yapılanlara Özdabak’ın cevabı ise şu oldu:
“Erdoğan’ın kendi sözü üzerine 2012’de BAŞBAKANKEN çizilmiş, (Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması üzerine) defalarca savcılıklar tarafından TAKİPSİZLİK kararı verilmiş karikatürü çarpıtarak paylaşanlarla hukuk önünde hesaplaşacağız.”
“Hukuk mu? Yargı da kontrolümüzde” diyenler varsa, onlara cevap dünkü scope’dan:
“Mahkeme kadıya mülk değildir. Bugünün yarını var. Ne oldum deme, ne olacağım de.” Son sözümüz yine scope yayınımızdan:
“Yarım asırlık yayın hayatı boyunca bütün darbelere karşı tek başına mücadele veren ve ağır bedelini de ödeyen Yeni Asya’ya ‘darbeci’ iftirasında bulunmak hiç kimsenin harcı, haddi ve hakkı değildir. Şahs-ı manevî, bunu yapmaya kalkışanın alnını karışlar...”