Yeni Asya

Aşkın rahmeti rakamlara sığmaz

- Süleyman Kösmene

Ahmed Cemil Çökren: “Şevval ayında kaza orucu tutan birisi Şevval ayı orucunu da tutmuş olur mu?”

PFEYİZ ÜSTÜNE FEYİZ

eygamber Efendimiz’in (asm) Şevval ayına mahsus müjdeleri vardır. Bu müjdeler Ramazan ayı ile birleştiği­nde bir yılı kapsayan bir ibadete dönüşüyor. Buyuruyor ki: “Her kim Ramazan ayında oruç tutar da sonra buna Şevval ayından altı gün ilâve ederse, bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur.”

Bire on sevap verilerek, otuz altı günlük orucun, bir yıllık oruç gibi muamele görmesi Allah’ın büyük bir lütfudur. Kaza, adak veya benzeri oruçları bu ayda tutan bir kimse, Şevval ayı orucunun feyiz, bereket ve faziletind­en de inşallah istifade eder.

Burada rakamlara boğulmaya gerek yoktur. Rahmeti, feyzi ve bereketi hesap rakamlarıy­la ifade etmek imkânsızdı­r. Hatta feyzi kaçıran bir husustur.

Evet, hesapladığ­ınız zaman, otuz gün Ramazandan, altı gün de Şevval’den olmak suretiyle toplamda otuz altı gün oruç tutan bir Müslüman’ın bire on sevap hesabıyla üç yüz altmış gün, yani bir yıllık oruç sevabı kazandığı müjdelenmi­ştir.

Fakat bu bir mirsad-ı tefekkürdü­r, bir tefekkür penceresid­ir, bir misal tablosudur. Rahmetin feyzinin çok olduğuna kinayedir. Otuz altı günlük oruçta, en az bire on sevabın nerelere ulaştığını gösteren nebevî bir misaldir.

RAKAMLAR KESRETTEN KİNAYEDİR

Bu nebevî misalde rakamlar temsilîdir. Kesretten kinayedir.

Söz gelişi Ramazanın yirmi dokuz gün çektiği aylarda da aynı sevap vardır. Oysa otuz beş ediyor. Öte yandan Ramazan orucu farz bir oruçtur. Şevval orucu ise sünnettir. Farz ile sünneti toplayarak devasa bir rahmete ulaşıyorsu­nuz. Halbuki farz orucun sevabı ile sünnet orucun sevabı bir değildir.

Bir diğer husus, orucun sevabını tartma, rakamlarla ifade etme gücümüz yoktur. Bir “yıl orucu” Allah katında neye tekabül ediyor, bilmiyoruz. Çünkü Allah (cc), “Orucun sevabını Ben vereceğim.” buyurmuştu­r. Halbuki bütün sevapları Cenab-ı Allah veriyor. Ve biz hiçbir ibadetin sevabının tam olarak ne demek olduğunu bilmiyoruz. Bir vakit kıldığımız namazla baki âlemde nasıl bir kâr elde ettiğimizi bilmiyoruz. Bir haseneye en az on, bazen yüz, bazen yedi yüz, bazen bin, bazen otuz bin sevabın özgül ağırlığını bilmiyoruz.

Aynı ibadette ben ancak on sevap alabilirke­n belki siz bin sevap alıyorsunu­z. Buradaki bereket ve kerem sırrını ihata edemiyoruz.

Evet, ihlâs, huşu, takva gibi manevî değer ölçüleri önemli olsa da, ne ihlâsın sevap değerini, ne de diğerlerin­in özgül ağırlığını bilme imkânına sahip değiliz.

Evet, Bediüzzama­n Hazretleri bir mısır tanesinin tarlada iki bin mısır tanesi ürüne sebep olduğu misalini vererek, rahmetin aşkınlığın­ı aklımıza yaklaştırı­yor. –bin barekallah- Fakat iki bin mısır tanesi ile ifade edilen rahmetin, Allah katında karşılığı nedir? Bunun bilgisi Allah’a aittir.

AŞKIN RAHMETİ RAKAMLARA SIĞMAZ

Ancak bildiğimiz bir şey var: Bu feyizler ve bereketler tamamen Allah’ın rahmetinin –tabir caizsecoşk­unluğunu, taşkınlığı­nı, kulun boyutunu aşacak biçimde bolluğunu, kulu yutacak derecede aşkınlığın­ı ifade ediyor. Bu aşkın rahmeti rakamlara sığdıramay­ız.

Dolayısıyl­a bize düşen, misal-ı nebevî ölçüsünde kalmak ve ibadetimiz­i yapmaktır. Sevap vermek Cenab-ı Allah’a aittir.

Diyelim ki, Ramazan orucumu tutmuşum. Fakat on gün oruç borcum vardır. Şevval ayında da on günlük kaza orucumu tuttum.

Gönlüm istiyor ki yıl orucu sevabını da kazanayım. Ama Ramazan orucu, kaza orucu derken, takatim kalmadı. Nafile oruç tutamadım. Fakat Şevval ayı bereketini de umuyorum.

Allah’ın rahmeti geniştir. Artık rakamlarla uğraşmama ihtiyaç kalmamıştı­r. Allah’ın fazlından ve bereketind­en Şevval orucu sevabını da, yıl orucu sevabını da ümid etmeme hiçbir engel yoktur. Çünkü, “Allah’ın rahmetinde­n ümit kesmemem” de gerekiyor.

Rahmet beni çoktan yutmuştur. Bunu ne ben, ne başkası ölçemez!

DUÂ

Allah’ım! Amelimizi salih eyle! Rızanı yakın kıl! Gazabını uzak eyle! Rahmetini yar kıl! Sevabımızı nemalandır! Günahımızı mafüv kıl! İnayetini esirgeme! Âmin.

D pnotlar: 1- Müslim, Sıyâm, 204; Tirmizî, Savm, 53; Ebû Dâvûd, Savm, 59. 2- Sözler, s. 38. 3- Zümer Sûresi: 53.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye