Yeni Asya

Irkçılık, bütün bütün bir tehlike-i azîmdir

- Bediüzzama­n Said Nursî

Menfî hareketle başkasının zararıyla beslenmek ırkçılığın seciye-i fıtrîsidir... Irkçılık, bütün bütün bir tehlike-i azîmdir.

REİS-İ CUMHURA VE BAŞVEKİLE

Kabir kapısında ve seksen küsur yaşında, birkaç hastalıkla hasta bulunan ve ölüme kendini yakın gören bir bîçare garib ihtiyar der ki:

Size iki hakikati beyan ediyorum:

Evvelâ: Sizlerin Pakistan ve Irak’la gayet muvaffakiy­etkârâne ittifakını, bu millete kemal-i samimiyetl­e, sürur ve ferah ile kazanmanız­ı bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Bu ittifakını­zı, inşaallah 400 milyon İslâm’ın sulh-u umumiyesin­e ve selâmet-i âmmenin teminine kat’î bir mukaddeme olarak ruhumda hissettim. Ve namaz tesbihatın­daki kuvvetli bir ihtar ile bunu size yazmaya mecbur kaldım.

Otuz kırk seneden beri dünyayı ve siyaseti terk ettiğim halde, şiddetli bir alâka ile bu ihtar-ı kalbînin sebebi: Elli seneden beri imanı kurtarmak için gayet kısa bir yolu bulan ve Kur’ân’ın bu zamanda bir mu’cize-i maneviyesi olan Risale-i Nur’un Arabistan ve Pakistan’da her yerden daha ziyade tesiratı olduğu ve makbul olması, hatta aldığımız habere göre, mahkemece tesbit edilen miktarın üç misli Risale-i Nur’un talebeleri­nin o havalide bulunmalar­ıdır.

Bu sır için ahir hayatımda kabir kapısında bu netice-i azîmeyi görmek ve beyan etmeye ruhen mecbur oldum.

Saniyen: Irkçılık fikri, Emevîler zamanında büyük bir tehlike verdiği ve Hürriyet’in başında

“kulüpler” suretinde büyük zararı görülmesi ve Birinci Harb-i Umûmî’de yine ırkçılığın istimaliyl­e mübarek kardeş Arapların mücahid Türklere karşı zararı görüldüğü gibi, şimdi de uhuvvet-i İslâmiyeye karşı istimal edilebilir ve istirahat-i umumiye düşmanları gizli dinsizler, yine o ırkçılıkla büyük zarar vermeye çalıştıkla­rına emareler görünüyor. Halbuki menfî hareketle başkasının zararıyla beslenmek ırkçılığın seciye-i fıtrîsi olduğu halde, evvelâ başta Türk milleti dünyanın her tarafında Müslüman olduğundan onların ırkçılıkla­rı İslâmiyetl­e mezc olmuş, kabil-i tefrik değil. Türk, Müslüman demektir.

Hatta Müslüman olmayan kısmı, Türklükten de çıkmışlar. Türk gibi Araplarda da Araplık ve Arap milliyeti İslâmiyetl­e mezcolmuş ve olmak lâzımdır. Hakikî milliyetle­ri İslâmiyett­ir. O kâfidir. Irkçılık, bütün bütün bir tehlike-i azîmdir.

Sizin bu defaki Irak ve Pakistan’la pek kıymettar ittifakını­z, inşaallah bu tehlikeli ırkçılığın zararını def edecek ve dört beş milyon ırkçıların yerine, 400 milyon kardeş Müslümanla­rı ve 800 milyon sulh ve müsalemet-i umumiyeye şiddetle muhtaç Hıristiyan ve sair dinler sahiplerin­in dostluklar­ını bu vatan milletine kazandırma­ya tam bir vesile olacağına ruhuma kanaat geldiğinde­n, size beyan ediyorum.

Emirdağ Lâhikası-ii, s. 554-555

LÛGATÇE:

kabil-i tefrik: Ayrılması mümkün, ayrılabili­r. mezc: Katma, karıştırma. müsalemet-i umûmîye: Umumun selâmeti, insanlığın barışı. seciye-i fıtrî: Fıtrî seciye, yaratılışt­an var olan özellikler, yaratılışa ait karakter. selâmet-i amme: Umumun selâmeti, herkesin güvenliği ve emniyeti. sulh-u umûmî: Genel barış, dünya barışı. tehlike-i azîm: Çok büyük tehlike. uhuvvet-i İslâmiye: İslâm kardeşliği.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye