GEZEGENLER, GEZENLER VE EZENLER

Bir yandan Abd’deki sokak olayları... Diğer yandan Taksim Gezi Parkı’nın imara açılmasını engellemek amacıyla başlayan ve sonra amacı değişen ve hükümetin istifasını istemeye dönüşen ve ardından provokasyonlarla sokak olaylarına dönüştürülen “Gezi Eylemleri”nin yıl dönümü.

Konular maalesef, “taralık-karşıtlık” sarkacında asılıp boğuluyor. Hâlbuki insan haklarına dair evrensel ilkeler ortada. Çağdaş anayasalar açık.

Toplantı, yürüyüş ve diğer her tür toplu gösteri bir “insan hakkı” olarak kabul edilmiş. Kuralları belirlenmiş:

* Gösteri barışçıl amaçlarla ve barışçıl yöntemlerle yapılacak.

* İnsanların huzurunu ve konforunu “makul ölçüler dışında” kaçırmayacak.

* Devlet engel olmayacak. Yasaklamaya kalkmayacak.

* Devlet sadece provokasyonu önlemek ve başta göstericilerin hayatı olmak üzere ilgililerin ve ilgisizlerin can ve mal güvenliğini ve kurulu kamu düzenini korumak amacıyla tedbir alacak.

* Devletin tedbir alabilmesi için gösteri planlayanlar devlete önceden haber verecek. Ama dikkat, sadece haber verecek. İzin istemeyecek ve izin almayacak!

* Haberdar edilen devlet görevlisi (vali, kaymakam vs.) “ben sizin amirinizim, ben izin veren makamım, istemezsem vermem” havasına girmeyecek.

* Devlet yetkilileri önde gelen organizatörleri (tertip heyetini) tanıyacak. Onlarla organizasyonun başarısı yani barış içinde sürdürülmesi ve tamamlanması için işbirliği yapacak.

* Organizatörler amaçlarını ve ilkelerini açıkça belli edecek.

Bu amaçlardan biri iktidardaki partinin istifasını istemek ve sağlamak olabilir mi? Evet. Ne mahzuru var ki?

Bu amaçlardan biri filanca partinin iktidar olması ya da iktidarda kalması için çalışmak ve propaganda yapmak olabilir mi?

Evet, elbette bunun da hiçbir mahzuru yok.

İktidarın istifasını istemek amacıyla pankart yazıp gösteri-yürüyüş yapmak, tencere-tava çalıp ses çıkarmak, ışık söndürüp mum yakmak… demokratik toplumun gerekleri.

Yeter ki kamu düzeni bozulmasın, provokasyona kapı açılmasın. İsteyen katılır isteyen katılmaz.

Yeter ki hakem sandık olsun ve sandık günü herkes sakin-sessiz olsun, sandık konuşsun.