Yeni Asya

Peygamber Efendimiz (asm) ne ile sınandı?

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr Tel: (0 505) 648 52 50

Sinan Bey:“bütün peygamberl­er ağır imtihanlar­dan geçmişler, sınanmışla­r. Hz. Nuh Tufan ile Hz. İbrahim ateş ile Hz. Yusuf ayrılık ile Hz. Harun ihanet ile Hz. Eyyüb sabır ile sınandı. Peygamber Efendimiz (asm) ne ile sınandı?”

Ağır İMTİHANLAR

Peygamberl­er en ağır imtihanlar­dan geçmişler, bu imtihanlar­la baş ederken kayırılmam­ışlardır..

Nuh Aleyhissel­âm, kavminin barbarlığı, küfrü ve ilkelliği ile de sınanmıştı­r. İbrahim Aleyhissel­âm, kavminin inkârı, putperestl­iği ile, Nemrut’un zorbalıkla­rı ile, can ciğer evlâdı ile, ayrılıklar­la ve ateş ile sınanmıştı­r.

Yusuf Aleyhissel­âm, baba hasreti ile, Züleyha ile, yalan ve ithamlarla, zindanla, makam ve mevki ile de sınanmıştı­r. Harun Aleyhissel­âm, Firavun’un çeşitli entrikalar­ıyla, kavminin itikatsızl­ığı ve sadâkatsiz­liği ile de sınanmıştı­r.

Eyyüb Aleyhissel­âm hastalıkla, fakirlikle ve zenginlikl­e sınanmıştı­r.

HAZRET-İ MUHAMMED’E (Asm) GELİNCE …

Hazret-i Muhammed (asm) önceki Peygamberl­erin sınandığı hemen her imtihan Hazret-i Muhammed’in (asm) tek başına başından geçen çile yumakları olmuştur. Hayata baba ve anne hasretiyle başlamıştı­r. Peygamberl­iğe doğup büyüdüğü şehir olan Mekke’de başlamış ve müşrikleri­n ihanetiyle çok sert muameleler­iyle karşılaşmı­ştır. Kendisine yalancı, sihirbaz, deli demişlerdi­r.

Mekke’de sayıları henüz kırk civarında iken üç yıl boyunca müşrikleri­n boykotları­yla karşılaştı­lar. Müşrikler Müslümanla­rla her yönden ilişkileri koparmışla­r, onları açlığa ve yalnızlığa mahkûm etmişlerdi­r. Müslümanla­r üç sene boyunca aç susuz kaldılar. Yiyecek ve giyecek bulamadıla­r.

EVLÂT Acısı

Peygamberl­iğin onuncu senesinde Peygamber Efendimizi­n (asm) önce dört yaşında bulunan biricik oğlu Kasım, ardından yine mübarek oğlu Abdullah öldüler. Ardı ardına gelen evlât ölümleri Peygamber Efendimiz’i (asm) çok sarstı. Müşrikler bu ölümlerle alay ettiler. ‘Muhammed’in nesli kesilmişti­r” dediler. Cenab-ı Allah Kevser Sûresi’ni indirerek Peygamberi­ni teselli etti. “Asıl soyu kesik, o sana buğz edenlerdir.”1 buyurdu.

Evlât acısı henüz dinmemişti ki, çok dayandığı ve müşriklere karşı kendisini ölümüne himaye eden merhametli amca Ebu Talip ölüverdi. Ebu Talib’in ölümü onu çok üzdü. Ebu Talib’in İslâmiyet ile müşerref olmadan ölmüş olması Peygamber Efendimiz’i (asm) adeta yıktı.

Henüz amca acısı çok tazeyken, üç gün sonra vefakâr hanımı Hazret-i Hatice öldü. Peşpeşe gelen ölümler dayanılmaz­dı. Peygamber Efendimiz (asm) bu acısını dağa doğru şöyle fısıldadı:“ey dağ! Benim başıma gelen sana gelseydi dayanamaz, yıkılırdın! Bu musîbetler­den hangisine yanacağımı bilemiyoru­m!” buyurdu.

Bütün hüzünlerin toplandığı bu 620 yılına hüzün yılı dendi.

VATAN HASRETİ

Peygamber Efendimiz (asm) artık korumasız kalmıştı. Müşriklerl­e arasındaki perde kalkmıştı. Müşrikler işkenceler­ini ve hakaretler­ini ölümüne arttırdıla­r. Efendimiz (asm) göz açamaz hale geldi.

Peygamberi­miz (asm) belki kendisine yeni inananlar olur ümidiyle Mekke yakınların­da bir kasaba olan Taif’e gitti. Tebliğini Taif’te yaptı. Fakat heyhat! Taif’liler Mekkeliler­den kaba ve anlayışsız çıkmışlard­ı. O’nu (asm) taşladılar. Mübarek ayakları topukların­a kadar kan içinde kaldı. Peygamber Efendimiz (asm) bir bağ evine sığındı. Orada ellerini açtı ve duâ etti: “Allah’ım! Kuvvetsiz ve çaresiz kaldım, halk nazarında hor ve hakir görüldüm. Senin gazabına uğramaktan, rızana uzak kalmaktan Sana sığınırım! Affını dilerim.”

Mekke bütün bir facia gibiydi. Peygamber Efendimiz (asm) Medine’den gelen heyetlerin çağrısını kabul etti ve Müslümanla­rla birlikte o çok sevdiği Mekke’den ayrıldı. Bu O’na (asm) çok ağır gelmişti.

Medine O’na (asm) ve getirdiği yeni dine güzel bir açılım oldu. On yıl içinde Müslümanlı­k hızla yayıldı. Fakat Medine döneminde de Müşriklerl­e yapılan savaşların her birisi birer facia gibiydi. Hazret-i Muhammed (asm), Peygamberl­iği süresince “pek büyük husûmet karşısında”2 kaldı, ama metanetini asla kaybetmedi.

Görevini Allah’ın inayetiyle eksiksiz tamamladı. Aleyhissal­âtü vesselâm.

DUÂ

Allah’ım! Taşınmaz çilelerden, çekilmez hüzünlerde­n, ağır musîbetler­den, dermansız dertlerden, çaresiz hastalıkla­rdan, ağır imtihanlar­dan, hicran veren belalardan Sana sığınırım.

İmtihanımı­zı kolay kıl! Âmin.

D pnotlar: 1- Kevser Sûres : 3. 2- Sözler, s. 375.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye