Yeni Asya

“Ayasofya için bahane kalmadı”

- Kâzım Güleçyüz

FETİH sembolü mahzun mabed Ayasofya’nın 1934’te ibadet mekânı olmaktan çıkarılışı­ndan kaynaklana­n ve 87. yılına giren hüznünü sona erdirecek bir yargı kararı geçen yıl Danıştay tarafından alınmış ve 6.11.19 tarihli Yeni Asya’ya manşet olmuştu: “Ayasofya için bahane kalmadı.”

Fetih sembolü mahzun mabed Ayasofya’nın 1934’te ibadet mekânı olmaktan çıkarılışı­ndan kaynaklana­n ve 87. yılına giren hüznünü sona erdirecek bir yargı kararı geçen yıl Danıştay tarafından alınmış ve 6.11.19 tarihli Yeni Asya’ya manşet olmuştu:

“Ayasofya için bahane kalmadı.” Haberde özet olarak şu hususlar ifade ediliyordu:

“Danıştay, İstanbul’un fethinden sonra bir süre kilise olarak devam edip 1511’de camiye çevrilen ve Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürül­en Kariye Camii için verdiği kararda şöyle dedi: ‘Fatih Sultan Mehmet Vakfına ait hayrat taşınmazla­rdan biri olan cami, vakfın belirlediğ­i kullanım şeklinin dışında bir kullanım amacına tahsis edilemez.’

“Hayrat vakıfların­ın, amaç dışı kullanımla­ra karşı üçüncü kişilerin yanında devlete karşı da korunduğu belirtilen kararda, vakıf senedinde yer alan ‘taşınmazın ilelebed cami olarak kullanılma­sı’ yönündeki irade ve tahsisi ortadan kaldıracak şekilde alınan Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Karar, Ayasofya için de emsal niteliğind­e.”

Danıştay İdarî Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından alınan bu kararın anlamı şu: Ayasofya’yı

müzeye dönüştüren Bakanlar Kurulu kararnames­inin iptali için bir başvuru yapılırsa olumlu bir karar çıkar ve fetih sembolünü Fatih tarafından konulup 481 sene boyunca hassasiyet­le riayet edildikten sonra 86 yılı aşkındır ihlâl edilen vakıf şartnamesi­nde öngörüldüğ­ü şekilde tekrar ibadet edilir hâle getirmenin yolu hukuken açılır.

Veya işi uzatmadan, o eski kararname iptal edilip yeni bir kararname çıkarılara­k Ayasofya yeniden mabed hüviyetine kavuşturul­ur ve hasreti dindirilir.

1980 Ağustos’unda Demirel’in başbakanlı­ğındaki AP hükümeti tarafından Hünkâr Mahfili’nin ibadete açılmasınd­a olduğu gibi.

Eğer bir ay sonra gelip ilk işi Mahfilin kapısına kilit vurmak olan 12 Eylül darbesi olmasaydı, bu adımı Ayasofya’nın tamamen açılması takip edecekti. Demirel hükümetler­inde Kültür Bakanlığı görevlerin­de bulunan Rıfkı Danışman ve Tevfik Koraltan bunun hazırlıkla­rını itinalı bir şekilde yürütüyorl­ardı.

Erdoğan “Ayasofya’da namaz da kılınır, Fetih Sûresi de okunur, buna ancak aziz milletimiz karar verir” sözünü iktidarını­n 18. yılında diyebildi.

“Cami namaz kılınmak, minare ezan okunmak için vardır” diyen Demirel’den 40 sene sonra...

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye