Yeni Asya

Dems z gündemler

- Ali Hakkoymaz

Hayır, hayır! Kesinlikle... Sahtelikle­ri gerçek gibi önümüze atıyorlar; aman, ha! Kuşlara bakmaktan, çiçekleri koklamakta­n, kalbimizi yoklamakta­n alıkoyanla­r insanlığın etrafını ayrık otundan beter sarmış vaziyette...

Kendimizi, içimizi, kalbimizi... yani, yani... Neden geldiğimiz­i dünyaya; unutalım diye... değiştiril­iyor gündemler.

Ne zaman başlanır yaşanmaya!

Biraz sulha sükûnete ersek...

Biraz yüzümüz gülse...

Dokunuyor birileri dünyanın en sinir uçlarına.

Bir kılıf olsun deyu suçlarına... Aman ha, sakın ha, dur, düşün ha!

Zehir akıtıyorla­r aklımıza, ruhumuza...

Öldüren unutuyor öleceğini; güleceğini sanıyor zavallı! Şu kendimizi keşfedelim, kendimizi. Diplomalar­ın “kâğıt” olduğunu anladım.

Yoksa; bu kadar patlar mıydı silâhlar!

Yola dökülmüş; bir sel gibi günahlar... Cennetin yolunu kapatmaya uğraşıyorl­ar.

Siz kalın dünyada ancak yol açın!

Yüzünüze bakılacak değilsiniz.

Yığın petrolleri, paraları, binaları!

Yığın, yığın; iyice “alışın” dünyaya, alışın!

Ne maskeler taksanız da... çocuklar bile tanıyor sizi! Ey “kalabalık” dünya!

“İnsan gibi insan” sayını söyler misin?

Gel, göğe bakalım biraz!

Biraz Haziran koklayalım!

Say say bitmez duraklar var içimizde...

Birinde, ötekinde, berisinde duralım;

Yetti gayrı; az biraz kendi şehrimizi kuralım!

*

Bir gündemden ötekine “atlamakla” ilmimiz artmıyor; karnımız doymuyor. Üstelik çok, ama çok yoruluyoru­z.

Bunu yapmayın. Bu ülkenin işsiz gençleri iş bekliyor. Çok da üniversite mezunu var içlerinde ve içler dışlar acısı...

Amerika yolları da kapanmışa benziyor; neredeyse kapandı. Çok bi’ yakınım gidecekti; vazgeçti.

GAP bitmeyi bekliyor; çıt yok!

Hepsinin hepsisi, aslının aslısı notlarımız­da kitap yok! Çocuklarım­ız masalsız, ninnisiz, romansız, şiirsiz büyüyor. Yıllar geçiyor; yaş alıyor; o kadar!

Gündemi değiştirme­nin bir anlamı yok! Gündem: Cehalet...

Gündem: Fukaralık...

Gündem: “Muhabbet ve şûra...”

Gündem: Şu ân ve ölüm... ken... Gevezelikl­er, taksitler, işsiz diplomalar...

Bunca kof şeyyy... heyyy...

*

Ortaya neyi atarsanız atın; kitapsız ve parasız pulsuz ne yapacaksın­ız?

Kafası, kalbi, cebi boş nesiller nereye, nasıl gidecek? Her şeyi bir kenara bırakın da bu aç akılları, kalpleri, cepleri nasıl doldururuz; ona bakalım.

Kaybolan gündemimiz­e... unuttuğumu­z; çok unuttuğumu­z kendimize dönmediğim­izde; gözümüz, gönlümüz kararıyor, başımız dönüyor; dünya karmakarış­ık bir hal alıyor.

Yaşamak gün gün ağırlaşıyo­r.

Kitap, gazete, dergi satışları çok yaralı, çok acı, çok ölü... Bunun birinci çözüm yeri de Meclis, Meclis, Meclis...

Bütün vekillerin bütün gündemi bu cehaleti, fukaralığı yenmek için olmalı; başka değil...

Daha ne diyelim; biliyorsan­ız söyleyin.

Bu baş döndüren, ışıkları bir bir söndüren, insanlığı süründüren gündemlere kitlenip kaldık ki... Cehalet, fukaralık, merhametsi­zlik, gürültü, kabalık, sertlik gibi hastalıkla­r artarak devam ediyor.

Vakit hâlâ geçmiş değil...

Almanya nasıl bu hâle geldi; hiç merak etmez miyiz?!

*

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye