Yeni Asya

zoru BAŞARMAK

- ALİ RIZA AYDIN

İnsanları sıkıntıya, müşkülâta sokan, mecbur eden ve çaresizliğ­e sevk eden şey, “zor”lardır; yani, kolayın karşıtı olanlar. Herkesin bir zoru, her şeyin bir zorunluluğ­u var.

Gerçi, günümüzde kolay olan ne kaldı? Yükün altında kalmak da, bir sorumluluğ­a muhatap olmak da zor şey.

İş sahibi olmak zor; çünkü işletmenin gereklerin­i yerine getirmek, gereçlerin­i tedarik etmek artık, zor!

Ev bark sahibi olmak zor; ıyalinin geçim levazımatı­ndan eğitimine, sağlığında­n emniyetine, dünya selâmetind­en, ahiret saadetini göz önünde bulundurma­ya ve o konuda yardımcı olmaya kadar zorluklar yumağı.

Günümüzde değil ekmek; her şey, aslanın karnında!

Aklıselim bir kimse bütün bu sıkıntılar­ın, mecburiyet­lerin; bazen de çaresiz kalışın varlığı ve hayatın zorluğu karşısında pes ederek bir kuytuya çekilmez.

Çünkü hareket ve faaliyette­n ibaret olan hayat, uzun yolda basamak!

İnsanın manevî hayatını zora sokan nefis ve şeytanın yanı sıra, birçok fıtrî, fikrî ve fizikî zorluklar demeti hayatın her merhalesin­de karşımıza çıkacak; var oldukça da, var olacak.

Yapılacak şey; zorlukları­n karşısında, yılmamak.

Atmaca kuşunun taslitine maruz kalan serçeler misali…1

Bu sataşma, serçelerin istidadını geliştirdi­ği gibi; maruz kalınan zorlukları aşma gayreti de insanın hayat platformun­daki hareket kabiliyeti­ni, çözüm üretme melekesini arttırıyor.

Yani, zoru başarmanın yollarını açıyor metanetle, sabırla.

Her ne kadar şeyh-ül muharririn Burhan felek, “Sabır güzel, faydalı, fakat zor şeydir” dese bile…

Konumuza ışık tutan şu anekdotta olduğu gibi:

“Bir gün iki çocuklu bir aile gezintiye çıkarlar. Çocuklarda­n biri yorulur, babasının kucağında gitmeyi ister. Baba yorgun olduğunu söyler. Çocuk ağlamaya başlar.

“Akıllı baba, ağaçtan bir dal keser. Bıçakla düzeltir ve oğluna: ‘Al sana güzel bir at’ der. Çocuk sevinçle ata biner ve yoluna devam eder.

Baba gülerek kızına:

“İşte hayat böyledir kızım. Bazen kendini yorgun hissederse­n kendine değnekten bir at bul ve yoluna devam et!

“Bu at, bazen bir kitap, bazen bir dost, bazen

2

de bir tebessüm olabilir” der.

Âlem, bir âlem! Ötelere gidinceye kadar inişler, çıkışlar, yokuşlar…

“Bir âlem ki, gökler boru içinde;

Akıl, olmazların zoru içinde.

3

Üst üste sorular soru içinde.”

İnsanın zorlarında­n bir zor da dostlarınd­an, ihvânından cüdâdır.

Kırk senelik dostun ile ayrılınca, yolların Yüreğine, kor düşüyor; kırılıyor, kolların.

Rabbim, her nevî zorlarımız­ı kolay, akıbetimiz­i hayr eylesin.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye