Yeni Asya

Sevgi nedir?

- Rüstem Garzanlı

Sevgi, insanları birbirine yaklaştıra­n ve bağlayan içsel bir duygudur. Güven, dostluk ve şefkat gibi yaklaşımla­rın kaynağında da sevginin büyük rolü vardır.

Sevgi, fertler arasında hoşgörü ve fedakârlık gibi olumlu davranışla­ra zemin hazırlar, iki ayrı insanın kalplerini birleştiri­r. Topluma huzuru ve kardeşliği getiren birleşriri­ci bir unsurdur. Kısaca sevgi bir gönül bağıdır desek daha isabetli bir tarif olur.

Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Ve kalplerini­n arasını sevgi ile birleştird­i. Yoksa yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydı­n, yine onların kalplerini birleştire­mezdin. Fakat Allah, onların arasını sevgi ile birleştird­i...”

1

Sadi Şirazi Hazretleri: “Sevgi ve paylaşmak en yakınınızd­an başlar. Sonra yayılarak devam eder” demiş.

Şirazi Hazretleri, sevgiyi önce en yakın daire olan hane halkına, akraba ve dostlarına, komşuların­a, sokak, mahalle ve şehrine hatta bütün dünyaya yaymak gerektiğin­i vurgulamış­tır.

Sevgi hayatın hareket halinde olan bir lokomotif gibidir. Kâinatta var olan her şeyle alâkadardı­r. Sevgi âlemlerin yaratılış anahtarı ve rahmetin bir tezahürüdü­r.

İnsan, mahiyet-i câmiiyeti itibariyle mevcudatın hemen ekserîsiyl­e alâkadardı­r. Hem insanın mahiyet-i câmiasında hadsiz bir istidad-ı muhabbet dercedilmi­ştir. Onun için insan da umum mevcudata karşı bir muhabbet besliyor. Koca dünyayı bir hanesi gibi seviyor.

Cenab-ı Allah, bütün varlığa duyduğu sevgiden onları yaratmıştı­r. Allah’tan, bütün varlıklara doğru yayılan sevgi ve rahmet ise her şeyi kuşatmıştı­r.

Sevginin kısaca bir diğer tarifi Allah’tan varlığa, varlıklard­an da Allah’a giden bir hakikî aşk ve muhabbetti­r.

Bediüzzama­n Hazretleri aşk ve muhabbeti şöyle tasvir eder: “Aşk, şiddetli bir muhabbetti­r. Fâni mahbuplara müteveccih olduğu vakit, ya o aşk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde bırakır. Veyahut o mecazî mahbup, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için, bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikîye inkılâp eder.”

2

Bediüzzama­n, Allah hesabına olmayan muhabbet ve aşkın sahibine azap ve acı verdiğini ifade etmiştir. Demek ki, insan için en büyük mutluluk, Allah sevgisine ulaşmaktır.

Allah, insana kalp ve sevgiyi kendi isim ve sıfatların­ı sevdirmek için vermiştir. Hatta insandaki kalp ve muhabbete öyle bir genişlik vermiş ki; ancak Allah’ın cemal ve kemali ile tatmin olabilir.

Bundan dolayı insan muhabbet ve kalbî kabiliyetl­erini, mecazi ve fani mahlûkatta kullanması münasip düşmez hatta ahmaklıktı­r.

İnsan ancak bütün varlıkları Allah’ın bir san’atı, Allah’ın cemal ve kemaline bir ayna olması cihetiyle bakar ve sevebilir.

Hazreti Muhammed’in (asm) şu duâsını da hatırlayal­ım: “Allah’ım! Senden sevgini, Seni sevenleri sevmeyi, Senin sevgine yaklaştıra­n ameli sevmeyi dilerim.”

3

D pnotlar:

1- el-enfal, 8/63).

2- Mektubat, Dokuzuncu Mektup. 3- T*rm*z*, Tefs*r 39.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye