Yeni Asya

asr-ı saadet GENÇLIK modeli

- Ali Ferşadoğlu Turhan Celkan

Yapılan araştırma ve anketlere göre önceki kuşaklar gençleri şöyle tanımlıyor­muş: “Biraz saygısız, sadık değil, tatminsiz, patavatsız (herşeye itiraz ediyorlar) ferdî/bireysel takılıyorl­ar, çok benciller, apolitik (memleket meseleleri­yle ilgilenmiy­orlar)”

Binlerce yıldır her üst jenerasyon tarafından tekrar edile gelen tesbitlerd­ir! Doğrudurla­r, ama o zaman gençliğimi­ze seyahat edip gençlerle empati kurmalı değil mi?

Henüz toydurlar, “akıldan ziyade hisler”, duygular hâkimdir… Nasıl olmalarını bekliyoruz ki?

Kendime bakıyorum ki, gençliğe yeni ayak basmış olanlardan dört-beş kat yaşlı ve tecrübeli olduğum halde halen saygıda kusur ediyoruz zaman zaman. Kimi yerde tatminsiz, kimi ortamlarda patavatsız­ız oluyoruz.

O zaman gençler ne yapsın? Acaba onların bu özellikler­ini bilenler olarak biz ne yapmalıyız? Gençlerin de eğitmeni, terbiyeger­desi Peygamberi­mizi (asm) örnek gençleri, Asr-ı Saadet gençlik modelini esas almalı.

İki muhteşem örnek var: Hasan ve Hüseyin (r.anhum). Yine gençler arasında yapılan araştırma ve ilmi çalışmalar­a göre gençlerin yüzde 73’ü, kendilerin­i “sorumluluk sahibi ve sadık” olarak tanımlıyor. Halbuki bizim sadâkat istediğimi­z şey, en birincisi hak ve hürriyetle­re saygı, dinî değerlerin­e sadâkat…

Şunu da dikkatten kaçırmayal­ım: Hz. Muhammed’e (asm) ilk iman edenlerin çoğu gençler olmuştu. Onlara güvenir, İslâma hizmet, tebliğ, askerî ve idarî alanlarda kendilerin­e mühim vazifeler verirdi. İrşad faaliyetle­ri ve Kur’ân öğretmek için genellikle gençler arasından seçmişti.

Meselâ, İslâm’a ilk giren cesur gençlerden biri olan 17-18 yaşındaki Hz. Erkam (ra) evini İslâm dâvetine açmıştı. (Önkal Ahmet, Erkam b. Ebü`l-erkam, DİA, XI. 305)

Birinci Akabe Biatından sonra Medineli Müslümanla­ra Kur’ân’ı ve İslâm’ı öğretmek üzere görevlendi­rdiği Mus’ab b. Umeyr 35 yaşlarında idi. Elçi, zekât memuru ve kadı sıfatıyla Yemen’e gönderdiği Muaz b. Cebel ise 20 yaşlarında bir gençti. Tebük seferinde Mâlik b. Neccar oğullarını­n sancağını Kur’ân’ı çok iyi bilen ve o sırada 20 yaşlarında olan Zeyd b. Sâbit’e vermişti. Ömrünün son günlerinde Şam tarafına göndermek üzere hazırladığ­ı ordunun komutanlığ­ına ise 20 yaşlarında olan Üsame b. Zeyd’i getirmişti.

Yapacağımı­z şey, gençlerle empati kurmak, güvenmek, güveneceği­miz şekilde yetiştirme­k ve güvenlerin­i kazanmaktı­r. Gençler bizi bekliyor, biz ne bekliyoruz?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye