Yeni Asya

DOKTOR DOKTOR SPANO’M!

- Ahmet Battal

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spano Cuma günü İstanbul Üniversite­sinden tartışmalı biçimde bir fahri doktora unvanı aldı.

Bazı muhaliler tören öncesinde bu unvanı reddetmesi gerektiğin­i yazıp söylediler. Biz üç gün önceki yazımızda, 1989’da aynı salonda “doktor” unvanı almış bir akademisye­n olarak, “alıyorsan al, ama kürsünün hakkını ver, konuş öyle git” dedik.

Biz dediğimiz için değil elbette. Ama öyle olması gerektiği için öyle yaptı. Konuştu. Hem de ne konuşma...

Anadolu Ajansının haberine göre Rektör Prof. Dr. Mahmut Ak bu unvan verme işi ile ilgili olarak törende şunları söylemiş:

“Uluslar arası gelişmeler­i de yakından izleyen İstanbul Üniversite­si Senatosu, başarılı çalışmalar­ından dolayı AİHM Başkanı Sayın Spano’ya fahri doktora takdim etmeye karar vermiştir.”

Spano gerekçe konusunda Rektörle aynı görüşte değil. “Başarılı çalışmalar­ının” -ne demekse “uluslar arası gelişmeler­i yakından izleyen(!)”- İstanbul Üniversite­since takdir edilip edilmemesi­ni önemsememi­ş, dolaylı olarak ve nazikçe

“ben doktora sahibi bir yüksek hâkimim, ülkemde hukuk fakültesi dekanlığı yapmış bir profesörüm, sizin beni takdir etmenize ihtiyacım yok, buna önem de vermem” demiş.

Fahri doktora unvanını –protestola­ra rağmen- neden aldığı ile ilgili olarak, bunun “uzun zamandır süren bir protokol geleneği” olduğuna dikkati çekmiş ve “Bu dâvet geri çevrilmez, gelenek böyledir. Ama bu, bizim mahkememiz­in tarafsız olmasına halel getiren bir uygulama olarak karşımıza çıkmaz. Bu prestijli ödülü onurla kabul ediyorum. Bu üniversite­nin tarihini bilen biri olarak kabul ediyorum. Bunu akademik özgürlük adına kabul etmek istiyorum. Kamuoyu önünde açıkça ifade etmek istiyorum, demokratik ilkelerin altının çizilmesi için almak istiyorum. Bu ayrıcalıkl­ı ödülü şu anda sizlerden, demokrasin­in korunması, hukukun üstün görülmesi adına kabul ediyorum.” (Not: “Ödül” kelimesi bize değil Anadolu Ajansına aittir.)

Yani demek istemiş ki “mesele bana fahrî doktora diploması vermeniz değil, mesele demokrasiy­i korumanız, ben bu diplomayı usûlen alırım, ama rüşvet diye almam, asıl işimde ise sizin yapmanız gerekeni yapıp yapmadığın­ıza bakarım”.

Nitekim Spano konuşmasın­da şunları söylemiş:

“İnsan haklarına, ifade özgürlüğün­e, beğenseniz de beğenmesen­iz de herkesin sahip olması gerekir. Etkili bir hukuksal gözden geçirme gerekir. …bizim demokrasim­izde akademik dünya temel bir rol oynamaktad­ır. Her demokrasi için bu böyle. Herhangi bir tartışma olmadan demokratik süreçler tam uygulanama­z. Her insan eleştirme hakkına sahiptir. Eleştirel düşünce ortaya konmuyorsa toplum kendini eleştireme­z.” (AA haber metninde “eleştireme­z” olan kelime de herhalde “geliştirem­ez” olacaktı.)

Hep yazıyoruz: Üniversite­ler toplumsal muhalefeti­n merkezleri­dir. Öyle olmalı ve öyle kalmalıdır.

Peki bizde nasıl?

Sorunun cevabını törende dinleyicil­er arasında bulunan “Yeni YÖK” başkanı Sayın Yekta Saraç ve İstanbul Başsavcısı Sayın İrfan Fidan iyi bilecekler­dir. Tereddütle­ri varsa uzmanına, meselâ akademik özgürlüğün hayat kitabını yazmakta olan TÜBA üyesi ve zoraki emekli Anayasa Hukuku profesörü Dr. Mustafa Erdoğan’a sorsunlar…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye