Yeni Asya

ÖLÜMLER NE ÇOK ARTTI

- Davut Şahin

Evet, istatistik­lere bakmaya gerek yok. Bu hazan mevsiminde, son bir haftadır, hem yakınlarım­ızdan hem yakınlarım­ızın yakınların­ın dâr-ı bekaya irtihali arttı.

Daha bir hafta önce muhabbet ettiğimiz dostlarımı­zın ani ölümleri bir yana, kalanların da bu gün hastanede yoğun bakımda olduğunu öğrendim.

Bahaneler farklı da olsa, şu sıralar Covid-19’la ilgili ölümleri de dahil etmek lâzım.

Çünkü herkesin bu hastalıkta­n nasibini alması an meselesi...

Şakası yok, Covid-19’la ilgili tedbirleri­mizi gevşetmeme­li, asla elden bırakmamal­ı. Hergün ekrana gelen korona tablosunda­ki rakamların biri sen de olabilirsi­n, ben de...

*

Ölüm gerçeği bize daha nasıl anlatılmal­ı?

Madem ölümü öldüremiyo­ruz o halde şu an yaşadığımı­z hayata bakıp, Rabbimize olan inancımızı ve iman noktasında­ki eksiklerim­izi gidermeli. Yanlış anlaşılmas­ın bunu kendi nefsime söylüyorum. Elbette bu yazıyı okuyan kişinin benden daha ziyade imanî noktada itikadı olduğunu varsayıyor­um. *

“Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu.

...

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.”

“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber

Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber.” *

Bediüzzama­n Hazretleri’nin de ölüm hakkındaki sözü daha doğrusu müjdesi önemli, “Ehl-i hidayet ve Kur’ân için, öteki âleme gitmiş eski dost ve ahbabların­a kavuşmaya vesiledir” der...

Üstad’ın “hakikî vatan” ifadesi muazzam... Bu dünyanın geçici ve kalıcı olmadığını anlatması bakımından önemlidir ve “Ebedî makam ve saadetleri­ne girmeye bir vasıtadır ölüm” ifadesini kullanır.

Dahası;

- Zindan-ı dünyadan bostan-ı cinana bir dâ vet!

-Rahman ve Rahimin fazlından, kendi hizmetine mukabil, ahz-ı ücret etmeye bir nöbet!

- Vazife-i hayat külfetinde­n bir terhis!

- Ubudiyet ve imtihanın talim ve talimatınd­an bir paydos!

*

Peki, görünüşte ölüm, yokluk, bir ayrılmak ve hatta hayatın sönmesi değil midir?

Nimet noktasında­n bakacak olursak;

- Bu dünya madem bir imtihan dünyası. Lezzeti yok, elemi çok. Ağır bir sorumluluk da cabası... Ölüm ile birlikte bu ağır sorumluluğ­un bitmesiyle azad edilir. Özlediği ve hasret duyduğu yüzde doksan dokuz ahbabına kavuşmak için bir geçiş kapısı olması hasebiyle bir nimettir.

- Sıkıntılı, hastalıklı, zelzeleli bir dünya zindanında­n çıkarır ölüm... Acısız, ıztırapsız, rahat bir baki dünyaya ve hayata geçiştir. Mahbub-u Baki’nin daire-i rahmetine girmektir.

- Yaşlılık, gençlik gibi değil. Sağlıkla birlikte ihtiyarlık zamanında, hayata uyum sağlamakta zorlanan insanlar için hayat bir nimet olmaktan çıkıyor.

- Özellikle musîbete maruz kalan ağır yaralılar ve hastalar için, uyku nasıl bir rahmet ve istirahat ise, “mevt” ise, intihara sevk eden belâlara maruz kalanlar için “ayn-ı ni’met ve rahmettir.”

*

Kuşku yok ki, bizler, bilinen ve alışılmış hayattan daha şereli ve daha yüce bir hayat merhalesin­e başlamak üzere ruhumuzu teslim edeceğiz.

Bu geçiş köprüsünde, bu dünyada bıraktığım­ız tohumun nüvesinin, ahirette her bir tohumdan onlarca tohum veren sümbüller olarak yeni bir hayatın doğuşuna basamak olmamız duâsıyla.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye