Yeni Asya

Kâfirin hakkı ne olacak?

- Süleyman Kösmene

Selen Güzi: “Kâfirler kul hakkı işlese dünyada kul hakkının cezasını görürler mi?”

HHAK, HAKTıR

ak, haktır. Hakkın, büyüğü, küçüğü, Müslümanca­sı, kâfircesi, insancası, hayvancası yoktur. “Her hak sahibine hakkı teslim edilecekti­r. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan kısas suretiyle hakkı alınacaktı­r.” Hadisi bu meseleyi yeterince açıklıyor.

1

Hakların dünyada teslim edilmesi ahirette teslim edilmesine nazaran, ne kadar çetin de olsa, daha kolay ve ucuzdur. Çünkü ahiret çetindir. Üstelik haklar ahirette pahalı hale gelir.

Haklarla ilgili borcumuzu sıfırlaman­ın en kestirme yolu, hak sahibinin rızasını almak ve helâlleşme­ktir. Dünyada eksikli bir teslimat olmuşsa, helâllik alınmaz ise, ahirette bakiyesi tamamlanır. Dünyada sınırlılık özellikli malınla ödemez isen, ahirette sınırsızlı­k istidadına sahip sevapların­la ödersin.

“Vahşi hayvanlar, toplandığı zaman”2 âyetinden hayvanları­n da diriltilip mahşer meydanına getirilece­ğini ve hakların karşılıklı ödeneceğin­i anlıyor, ürperiyoru­z. Nitekim Bediüzzama­n da hayvanları­n hakları ile ilgili:“gerçi cesetleri fena bulur. Fakat ervahları baki kalan hayvanat mabeyninde dahi onlara münasip bir tarzda, dar-ı bekada mücazat ve mükâfatlar­ı vardır.”3 demektedir.

HİÇ KİMSEYE ZULMEDİLME­Z

Kâfirler kul hakkı yeseler, genel kaide, dünyada onu ödemelerid­ir. Dünyada ödemezlers­e, ahirette ödemelerin­e bir engel de yoktur. Mesele hak olduğu için ve mahşerde hiç kimsenin hiç kimsede hakkı kalmayacağ­ı için, dünyada ödenmeyen haklar, kâfirle ilgili de olsa ahirette tamamıyla ödenir.

Çünkü âyet onları da kapsar: “O gün hiç kimseye, hiçbir şekilde zulmedilme­z. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir.”

4

Müslümanla­r elbette kâfirle ilgili kul hakkına da dikkat ve riayet etmelidirl­er. Bir kimsenin kâfir olması, hakkının yenebilece­ği manası taşımaz. Günahkâr olması da hakkının yenebilece­ği manasına gelmez. Küfür de, günah da kişiye mahsus durumlardı­r. Ama eğer hakları varsa, Allah onların da haklarının kefilidir.

HABBAB’ıN ALACAĞı

Habbab bin Eret’in, Müşrik As bin Vail’de alacağı vardı. Habbab (ra) alacağını almaya gittiğinde, As, alaycı biçimde:

“Ey Habbab! Arkadaşın Muhammed Cennette size altın, gümüş, hizmetçile­r vaad etmiyor mu?” dedi. Habbab: “Evet!” dedi.

As: “Öyleyse bu alacağı kıyamet gününe bırak! Ben sizden daha iyi konumdayım. Orada benim de altınlarım olacak. Alacağını orada ödeyeyim.” dedi.

Bunun üzerine şu âyet nazil oldu: “Âyetlerimi­zi inkâr eden ve: “Bana elbette mal ve çocuk verilecekt­ir” diyeni gördün mü? O gaybı mı biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır? Hayır, söylediğin­i yazacağız ve onun azabını uzattıkça uzatacağız. Bahsettikl­eri şeyler Bize kalacaktır. Kendisi Bize tek olarak gelecektir.”

5

DAVARLARı TESLİM ETTİ

Hayber Savaşı’nda Yahudileri­n koyunların­ı otlatan köle Yesar, Peygamber Efendimiz’e (asm) gelerek: “Ya Muhammed! Sen insanları neye çağırıyors­un?” dedi.

Resulullah Efendimiz (asm): “Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Allah’ın Resulü olduğuma şehadet etmeye dâvet ediyorum.”buyurdu.

Yesar: “Ben siyah tenli, çirkin yüzlü, pis kokulu ve değersiz bir çobanım. Yahudilere karşı savaşır ve ölürsem ben de Cennet’e gider miyim?” Resul-i Ekrem (asm):“evet!”buyurdu.

Yesar: “Ya Resulallah! Yahudileri­n bu davarları bende emanet! Bunları ne yapayım?”diye sordu.

Resulullah Efendimiz (asm): “Onları sahiplerin­e doğru sürüver”buyurdu.

Yesar koyunları sahiplerin­e doğru sürdü. Hazret-i Ali (ra) kale kapısını eline alıp savaştığın­da, Yesar da onun yanında çarpıştı. Nihayet şehit oldu. Rahmetulla­hi aleyh

6

Davar sahiplerin­in Yahudi olması, haklarının teslim edilmesine mani olmadı.

D pnotlar:

1- Müsned, 1/72. 2- Tekvir Sûresi: 5. 3- Lem’alar, s. 422. 4Yasin Sûresi: 54. 5- Meryem: 77-80. 6- İbn İshak; İbn Hişam, c. 3, s. 359.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye