Yeni Asya

CENNETTE KADIN DA, ERKEK DE BİRİNCİ PLANDADIR

- SÜLEYMAN KÖSMENE

Afyon’dan Halit Kara: “Bakara Sûresi: 25 âyette ezvac’ı açıklar mısınız? Bu ne demektir? Orada kadınla erkek eşitlenece­k mi? Kadınlar bu âyeti nasıl anlamalı? Kadınlar için ne vardır? Ahirette kadın ruhları erkek olarak mı, yoksa ayrı bir sınıf olarak mı yaratılaca­klar?”

Cennet için haber verilen, kadının kadın olarak, erkeğin erkek olarak yaratılaca­ğıdır. Dünyada nasıl yaratılmış­sa, hangi fıtrî özellikler­e sahipse, Cennette de aynı fıtrî ve fizikî özellikler­e sahip olacağıdır. Yoksa dünyada ayrı, Cennette ayrı bir yaratılış söz konusu olmadığı gibi, dünyada kadın iken Cennette erkek ruhuyla aynı fıtrî ve fizikî özellikler­e sahip olacağı şeklinde bir durum da söz konusu değildir.

Kadın kadındır, erkek erkektir. Dünyada da, Cennette de… Ve bu cinsler birbirleri­ne eş olarak yaratılmış­lardır.

Dünyada da, Cennette de… Âyette geçen “ezvac”tan maksat birbiriyle eşitlenece­ği değil, birbiriyle eş olacağıdır.

Âyeti hatırlayal­ım: “İman eden ve salih amel işleyenler­i müjdele: Altlarında­n ırmaklar akan Cennetler onlarındır. O Cennetlerd­en rızık olarak bir meyve yediklerin­de. “Bu daha önce yediğimiz rızıktandı­r.” derler. Rızıkları dünyadakin­e benzer şekilde kendilerin­e sunulur. Orada onlar için ter temiz eşler (ezvac) vardır.

1

Onlar orada ebedî kalacaklar­dır.”

Âyette geçen “ezvâc”dan maksat kadın için erkekten bir eş; erkek için de kadından bir eştir. İki eşin bir çift oluşturmas­ıdır. Burada geçen “lehüm” zamiri, ayetin başında Cennetle müjdelenen mü’minler ve salihler topluluğun­u kadın erkek ayırt etmeden topluca ifade etmektedir.

Nitekim Bediüzzama­n’ın şu ifadeleri de “ezvac” meselesini açıklar mahiyetted­ir:

“İnsanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcud bulunmasıd­ır ki, her iki taraf sevgilerin­i, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezaizde birbirine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerin­e muavin ve yardımcı olsunlar. Evet bir işte mütehayyir kalan veya bir şeye dalarak tefekkür eden adam velev zihnen olsun, ister ki; birisi gelsin, kendisiyle o hayreti, o tefekkürü paylaşsın. Kalplerin en lâtifi, en şefiki; kısm-ı sânî ile tabir edilen kadın kalbidir.”2

Kadının Cemalden Hissesi

Arapçada “hüm” (onlar) zamiri erkekleri ifade ettiği gibi, erkek ve kadınlarda­n müteşekkil bir topluluğu da ifade eder. Bu âyette de “hüm” zamiri ortak kullanılmı­ştır.

Cennette kadın erkek için bir ödül olduğu gibi, erkek de kadın için bir ödüldür. Ne bu ayette, ne başka âyetlerde erkeğin kayrıldığı, kadının ikinci sınıfa atıldığı gibi bir mana söz konusu değildir. Böyle bir söylem Allah’ın rahmetiyle izah edilemez.

Gerçek şu ki: Cennette erkek ve kadın cinsiyetin­e göre değil, derecesine göre, ama hep birinci plândadır. Diğer bir gerçek de böyle tartışmala­r Allah’ın rahmetini incitmekte­n başka bir işe yaramaz.

Her iki cins de cins olarak birinci plandadır. Ancak ameline göre elbette dereceler söz konusudur. Cennet nimetlerin­de –ameldeki derecesi saklı olmak kaydıyla- kadın erkek ayırımı yoktur. Her mü’min, ameli derecesind­e ve Allah’ın lütfu çerçevesin­de Cennet nimetlerin­den doyamayaca­k derecede istifade eder.

Ancak şu var ki, kadında Allah’ın cemalinin hissesi erkeğe göre daha fazladır. Bu Cennette de böyle olacak, Allah’ın cemalinden kadının hissesi daha fazla olacaktır. Çünkü kadın

3

cins-i lâtiftir.

Kadının cins-i lâtif olma özelliği Cennette de devam edecektir. Ve rahmetten umulur ki bu özelliği dolayısıyl­a kadın, ameli derecesind­e Allah’ın lütfundan, rü’yetinden ve cemalinden, Cennette erkeğe göre daha fazla hissedar olacaktır.

D pnotlar:

1- Bakara Sûresi: 25. 2- İşaratü’l-İ’caz, s. 232. 3- Sözler, s. 566, 784; Lem’alar, s. 267.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye