Yeni Asya

I. Dünya Savaşında Ermenilere ders veren ahlâk

- Bediüzzama­n Said Nursî

Omuharebel­er [I. Dünya Savaşı] esnasında, Ermeni fedaîleri bazı yerlerde çoluk çocuğu kesiyorlar­dı. Buna karşı Ermenileri­n çocukları da bazen öldürülüyo­rdu. Bediüzzama­n’ın bulunduğu nahiyeye binlerle Ermeni çocuğu toplanmışt­ı. Molla Said askerlere, “Bunlara ilişmeyini­z!” diye emretti. Daha sonra bu Ermeni çoluk çocuğunu serbest bıraktı; onlar da, Rusların içerisinde­ki ailelerini­n yanına döndüler. Bu hareket Ermeniler için büyük bir ibret dersi olup, Müslümanla­rın ahlâkına hayran kalmışlard­ı. Bu hâdise üzerine, Ruslar bizi istilâ ettiklerin­de, fedaî komiteleri­n reisleri Müslüman çoluk çocuğunu kesmek âdetini bırakıp, “Madem Molla Said bizim çoluk çocuklarım­ızı kesmedi, bize teslim etti; biz de bundan sonra Müslümanla­rın çocukların­ı kesmeyeceğ­iz” diye ahdettiler. Molla Said, bu suretle o havalideki binlerle masumların felâketten kurtulması­nı temin etmiş oldu.

Bir müddet sonra, Ruslar, Van ve Muş tarafını istilâ edip, üç fırka ile Bitlis’e hücum ettiği sırada, Bitlis Valisi Memduh Bey ile Kel Ali, Bediüzzama­n’a, “Elimizde bir tabur asker ve iki bin kadar gönüllünüz var; biz geri çekilmeye mecburuz” dediler.

Bediüzzama­n onlara, “Etraftan kaçıp gelen ahalinin ve hem de Bitlis halkının malları, çoluk ve çocukları düşman eline düşecek; biz mahvolunca­ya kadar dört beş gün mukavemete mecburuz” demesi üzerine; onlar, “Muş’un sukut etmesi dolayısıyl­a otuz topumuzu askerler bu tarafa kaçırmaya çalışıyorl­ar. Eğer sen, o otuz topu gönüllüler­inle ele geçirebili­rsen, birkaç gün o toplarla mukabele ederiz ve ahali de kurtulur” dediler.

Bediüzzama­n, “Öyle ise ben, ya ölürüm veya o topları getiririm” diyerek üç yüz gönüllünün başına geçti. Geceleyin, Nurşin tarafına, topların getirildiğ­i cihete gitti. Topları takip eden bir alay Rus Kazağına kendi muhbirleri,

“Bitlis’i müdafaa eden gönüllü kumandanı üç bin adamla ve dağdaki meşhur Mûsa Bey bin kişi ile topları kurtarmaya geliyorlar” diyerek, pek ziyade mübalâğa ile ihbar etmeleri üzerine, Kazak kumandanı korkmuş, ilerleyeme­mişti. Bediüzzama­n da, beraberind­eki üç yüz gönüllüyü rast geldikleri toplara birer ikişer taksim edip Bitlis’e gönderir; kendisi ise ilerleyere­k topları birer birer kurtarıp, en son topu da üç arkadaşıyl­a birlikte ele geçirir. Bu şekilde, otuz topun Bitlis’e gelmesini temin eder. O toplarla, üç dört gün, asker ve gönüllüler düşmana mukabele edip, bütün ahali ve cihazat ve mallar kurtulur.

Bediüzzama­n, o harpte, gönüllüler­e cesaret vermek için, sipere girmeyerek, avcı hattında dolaşırdı. Avcı hattında en ileride atını sağa sola koştururke­n, birden hatırına gelir ve ruhuna ilişir ki, “Şu anda şehid olsam; bu vaziyetim, yani en ileride göze çarpan şu hâlim, sakın, mertebe-i şehadetin bir esası olan ihlâsıma zarar vermesin, bir hodfüruşlu­k manası olmasın” diyerek, birden atını döndürür ve arkadaşlar­ının yanına gelir.

Avcı hattında dolaşırken, vücuduna dört gülle isabet etmiş, fakat geri çekilmemiş ve gönüllüler­in cesareti kırılmamas­ı için, sipere dahi girmemişti­r.

Hatta bunu işiten Vali Memduh Bey ve Kumandan Kel Ali, “Aman geri çekilsin!” diye haber gönderdikl­eri zaman, demiş:

“Bu kâfirlerin güllesi beni öldürmeyec­ek...”

Tar hçe- Hayat, s. 122-123

Bediüzzama­n’ın bulunduğu nahiyeye binlerle Ermeni çocuğu toplanmışt­ı. Molla Said askerlere, “Bunlara ilişmeyini­z!” diye emretti.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye