“Açılım”lar kapanmasaydı...
AKP iktidarının önce 2009’da, ardından 2013’te gündeme taşıdığı, ama arkası gelmeyen Ermeni açılımları bugün çok gerilerde kaldı. Tıpkı çözüm sürecinde olduğu gibi.
Gelinen noktada, Ermenistan işgali altındaki Karabağ’daki son provokasyonlar sebebiyle orada da adeta savaşın eşiğine geldik.
Suriye, Libya, Yunanistan... derken sıra Ermenistan’da mı? Gerçi orada da gerginliğin daha fazla tırmanmasına her halde meydan verilmez ve bir şekilde yine sükûnet sağlanır.
Kobani gözaltıları ve Mb’nin tekrar faiz arttırmaya başlamasına rağmen doların durdurulamayan çıkışı gibi gündemlere dönülür.
Ama Azeri-ermeni fay hattı, sürekli bir potansiyel gerilim kaynağı olarak devam eder.
Ki, Türkiye-ermenistan ilişkilerindeki krizi daha kronik boyutlara taşıyacak bir gelişme olarak, Pkk’nın arşiv ve ofisini Erivan’a taşıyıp siyasî hareket planlarını artık oradan hayata geçireceği bilgisini daha evvel paylaşmıştık.
Eğer önceki açılım denemeleri, en çok karşı çıkan Azeriler ikna edilerek ve diğer engeller de aşılarak başarıya ulaştırılabilmiş olsaydı, buna ve son tahriklere meydan verilir miydi?
Aynı şey, yine iki sefer başlatılıp arkası getirilemeyen ve dahası tam tersi politikaları netice veren “çözüm süreci” için de söz konusu.
Kimilerince “Kürt açılımı” diye adlandırılan bu teşebbüsler doğru bir çıkış noktasından hareketle, doğru zeminlerde ve doğru yöntemlerle hayata geçirilmiş olsaydı, çözülmesi hedeflenen kronik problemin barış içinde halli noktasında ciddî mesafeler alınabilirdi.
Ama Meclis de, kamuoyu da devredışı bırakılıp doğrudan örgütle muhatap olmak ve pazarlık yapmak suretiyle yürütülen süreç, anlık ve fevrî kararlarla masa devrilince bitti.
Terörle mücadelenin “başarı”sının—genelkurmay eski Başkanlarından İlker Başbuğ’un devlet adına seslendirdiği aksi yöndeki ikrar ve itiraflarına rağmen—askerî operasyonlarda “etkisiz hale getirilen terörist” sayısıyla ölçüldüğü eski yöntemlere tekrar geri dönüldü.
HDP’YI Pkk’laşmaya zorlayan tazyikler de yeniden başladı ve tırmanarak devam ediyor.
Sonuç, Kuzey Irak’ta iyice yerleşen Pkk’nın Suriye’ye sıçrayıp PYD-YPG adıyla orada da örgütlenirken, Ermenistan’a uzanıp karargâhını Erivan’a taşıması oldu. Vaktiyle Ermeni ve Kürt “açılımları” derken geldiğimiz yer bu.