Birlikte, ama neye karşı?
B irleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurulu dikkat çekici konuşma ve çağrılara ev sahipliği yapmış. Virüs salgını sebebiyle liderler ‘video mesaj’la toplantıya katılmış ve görüşlerini beyan etmişler.
Yeri gelmişken bazı uzmanların BM toplantılarının sürekli bu şekilde, video konferanslarla yapılmasını teklif etmişler ki yabana atmamak gerekir. Bu teklifin gerekçesi de, israfı önlemek. Öyle ya, dünyanın değişik ülkelerinden yüzlerce devlet başkanı kısa bir konuşma yapmak ve fotoğraf çektirmek için Amerika’ya gidiyor. Bazı ülkeler için bu seyahatlere harcanan paralarla çok daha faydalı işler yapılır. Pek de netice alınmayan BM toplantılarına 50 ülke liderinin katıldığı düşünülse bile ortaya çıkan fatura dudak uçuklatabilir. Bu paralar çok daha faydalı işlere, eğitime ve sağlığa ayrılsa iyi olmaz mı?
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, BM toplantısı vesilesiyle dünya liderlerini yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede birlik olmaya çağırmış ve gelecekteki salgınları önlemek için de 5 maddelik plan sunmuş.
Kovid-19 salgını sebebiyle bu yıl internet üzerinden yapılan Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kuruluna video mesajla hitap eden Johnson, “Bu şekilde devam edemeyeceğimizi biliyoruz. Ortak düşmanımıza karşı birleşip gücümüzü ona yöneltmezsek herkesin kaybedeceğini biliyoruz” demiş. (AA, 26 Eylül 2020)
İngiliz Başbakanın, 5 maddelik planında Kovid-19 gibi tehlikeli patojenlerin hayvanlardan insanlara geçmesini önleyici çalışmalar, aşılar için üretim kapasitesi geliştirilmesi, gelecekteki muhtemel bir sağlık krizinin önceden belirlenmesi gibi konular işlenmiş.
Esasında planın maddelerinden çok daha önemli olan, dünya liderlerine ‘ortak düşman’ için birlik çağrısı yapılmış olmasıdır. Elbette burada düşman virüs salgın olarak belirtilmiş, ama dünyayı tehdit eden çok daha sarsıcı ve gerçek bir ‘düşman’ yok mu?
Keşke, dünya liderleri‘en büyük düşman’olan ‘cehalet’e karşı bir araya gelse ve cehaleti dünya üzerinden kovabilse. Keşke böyle bir çağrıya İslâm ülkelerinin idarecileri öncü olabilse.
Dünyanın huzur ve barışa kavuşabilmesi cehaletin mağlûp edilmesiyle mümkündür. Dünya liderlerinin bunu bilmemesi mümkün değil. Gündeme getirilmiyorsa işin içinde başka meseleler var demektir.
Biz yine de bu çağrıyı vesile edip bütün dünyaya cehaletle savaşmak icap ettiğini hatırlatalım. İslâm dünyası bu çağrıda ve bu çalışmada öncü olsa çok isabetli bir adım atılmış olur. İlk emri “Oku!” olan bir inanca sahip olanların cehaletle mücadeleyi ilk sıraya koyması kadar doğru ve haklı bir adım olabilir mi?
Elbette virüs salgını da ortak bir düşmandır, ama onun verdiği zarar cehaletin verdiği zarar kadar olamaz. Bütün dünya cehaleti düşman bilmeli ve onu mağlûp etmek için birlikte çalışmalı vesselâm.