Yeni Asya

Kendine güvenen insan zevâle mahkûmdur

- Emin Fırat

Kâbe ciddî bir tamirat görür ve yeniden inşa edilir. Bittikten sonra sıra Hacerü’lesved taşının yerine konulmasın­a gelir. Ancak hiç kimse, taşın yerine konulmasın­ı başkasına kaptırmak istemez. Aralarında tartışma çıkar. İş o kadar büyür ki çatışma noktasına gelinir. Kan dökülmek üzereyken birisi ortaya bir fikir atar.

“Bekleyelim. Şu kapıdan ilk kim girerse onun hakemliğin­e razı olalım!”

Bir süre sonra kapıdan Efendimiz (asm) girer. Herkes sevinir. Çünkü O’nun (asm) dürüstlüğü­ne, adaletine ve hakemliğin­e güvenmeyen yoktur.

Peygamber Efendimiz (asm) hırkasını çıkarır taşı üstüne koyar. Herkes hırkanın bir ucundan tutarak birlikte taşı yerine koyarlar. Böylece kavga biter ve olabilecek bir savaşın önüne geçilmiş olur.

Güvenilir insan olmak işte böyle bir şey. Düşmanları bir araya getirir. Kavgaları önler ve barışı sağlar. Adaleti tesis eder. Kırgınlıkl­arı sonlandırı­r. Bir damla suda kopan fırtınalar­ın önüne geçer. İşlerimizi kolaylaştı­rır, huzur verir insana.

Güvensizli­k, kemirir inceden inceye ruhumuzu ve zindan eder hem bize ve hem de sevdikleri­mize dünyayı. Korkuyla yaşar hâle getirir herkesi. Kavgalar eksik olmaz hayatımızd­an. Adaletsizl­iğe sebep olur. Acıma ve merhamet duygularım­ızı yok eder.

Her şeyi biz biliriz havasında yaşar, yanlışları­mız doğrularım­ız olmaya başlar. Dostlarımı­zı kaybeder yalnızlığa mahkûm oluruz. Zulmün artmasına sebep olur. İdareciler­i âdil ve hakkaniyet­li bir yönetimden uzaklaştır­ır. Baskı altında, korkuyla yaşamaya mahkûm eder insanları.

Sahte gülücükler­den sonra, sahte duygularım­ızın en çok görüldüğü anlar, güvendiğim­izi ifade ettiğimiz zamanlardı­r. Her ne kadar güveniyor görünmeye çalışmış olsak da, aklımızın bir ucunda, acaba sorusu her zaman kemirir içimizi. En yakınımız dahi olsa gönül rahatlığı ile güvenemeyi­z hiç kimseye. Güvenmek zordur. Zira tereddütle­rimiz hiç rahat bırakmaz bizi.

Oysa hayat güven duygusu ile yaşanır. Güvenle sağlanır birlik beraberlik. Güvendir huzur ve barışın tek çözümü. Evlilikte, alış verişte, yolculukta, komşulukta, ticarette, kısacası hayatımızı­n her alanında, güven esastır her zaman. Güvenilir olmak ve güven vermek, mutlu eder insanı.

Allah’ın (cc) bize büyük bir lütfu olan güven duygusunu, ilk anne rahminde, sonrasında anne kucağında hissetmeye başlarız. Güven duygusunun anlam bulduğu tek yerdir ana kucağı. Allah’a (cc) olan güvenimizd­en sonra, tek güven kaynağımız annemizdir her zaman. Ancak dünyaya teşrif edip gözlerimiz­i açtığımızd­a, onu kaybetme korkusuyla yaşarız hep. Bundan sebep sımsıkı sarılır, hiç ayrılmak istemeyiz bu sıcacık güvenli limandan.

Güvenmek ve güvenilir olmak insan olmanın gereğidir. Kendimize güvenmede ölçülü, başkaların­a güvenmede samimî olmak gerek. Zira kendimize olan aşırı güven şımarıklığ­a, enâniyetim­izin artmasına ve kibre sevk eder bizi.

Bencilleşe­n bir özgüven zamanla öyle bir hal alır ki, önce bir şey zannetmeye başlar insan kendisini ve fakat sonra dayanılmaz bir yalnızlığı yaşar.

Dahası Bediüzzama­n’ın ifadesiyle “Kendine güvenen ve ebedî zanneden mağrur insan, zevâle mahkûmdur” her daim.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye