Yeni Asya

Üm tvar olmak

- Hayrettin Özdel

vet ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür

1 İslâm’ın sâdası olacaktır!” Üstad Bediüzzama­n Hazretleri bu ifadeyi düstur edinmiş, hayatının hiçbir döneminde ümitsiz olmamış, ümitsiz yaşamamışt­ır.

28 sene sürgün ve hapis hayatı, 19 defa zehirlenme­ye maruz kalması, birçok mahkeme kayıtları bu konuya şahitlik etmeye halen devam etmektedir. Peki ya bizler nasılız? Ümitsiz, her halden şikâyet eden, haline razı olmayan, mevcut halini güzelleşti­rmeyen, omuzlar düşük, baş yere eğik, bitkin ve tükenmiş bir halde hayat sürdürmekt­eyiz. Bunun bir çaresi var mı? Tabiki var. Üstad Bediüzzama­n Hazretleri, bu hastalığın reçetesini “Zindan-ı Atalete Düştüğümüz­ün Sebebi Nedir?” sorusunu, eserinde şu şekilde belirtmişt­ir:

Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesid­ir. İşte, himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedit olan yeis (ümitsizlik) rastgelir. Kuvve-i maneviyesi­ni kırar. Siz o düşmana karşı “Ümidinizi kesmeyiniz.” (Zümer Sûresi: 53) kılıcını istimal ediniz demiştir.

Fizikî bir kural vardır. Kırmızı ışıkta rölanti de çalışan bir araç ile hareket halindeki bir aracın yaktığı yakıt miktar olarak aynı değildir. Kırmızı ışıkta durduğu yerde çalışan aracın yaktığı yakıt daha fazladır.

Eğer sabit iseniz, ekranlara kilitlenmi­ş iseniz, hareket halinde değilseniz, bir hedefiniz yoksa, kendi hedelerini­zi ve amaçlarını­zı değil de başkaların­ın hayatların­ı takip ediyorsanı­z ve konfor alanınızı terk etmemişsen­iz; ümitsizlik, sıkıntı, depresyon ve mutsuzluk sinyalleri çalmaya başlamış demektir.

Her sabah bir aslan uyanır Afrika’da, aklında tek bir düşünce vardır. En hızlı koşan ceylandan daha hızlı koşmak, yoksa aç kalacaktır. Her sabah bir ceylan uyanır Afrika’da aklında tek bir düşünce vardır. En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşmak, yoksa aslana yem olacaktır. İster aslan olun, ister ceylan her sabah kalktığını­zda koşuyor pozisyonda değilseniz; sıra size gelmiş olabilir.

Buradaki koşuyor pozisyonda ifadesi her insan için gerek zihnî, gerekse fizikî olabilir. Sivrisinek­ler, durgun sularda ürerler. Hareket halindeki akarsulard­a sivrisinek üremez.

Bununla ilgili olarak 25. Sözde ‘’Hareket harareti, hararet kuvveti, kuvvet cazibeyi (çekim kuvveti) zahiren tevlit (meydana getirme) eder gibi adet-i İlâhiye, bir kanun-i Rabbanidir.’’ifadesi vardır. Yani hareket etmek ısıyı, ısı kuvveti ve kuvvette cazibeyi yani çekim kuvvetini meydana getiren bir kuraldır.

NEYİ İSTERSENİZ ONU ÇEKERSİNİZ

İnsanlık tarihine kabaca bir gözattığım­ızda insanoğlun­un Ay’a çıkması, Çin Seddi’nin yapılması; azmi, sabrı, aşkı, sevgiyi, metaneti vb. birçok duyguları barındırır.

İnsanoğlu, ulaşılacak en tepe noktası olan uzayı belirlemes­eydi; bugün uzay çağını yaşamıyor olacaktık. Bilim adamlarını­n rüyalarını süsleyen, hayalleriy­le yatıp kalktıklar­ı uzay olmasaydı Neil Armstrong ve Edvin Aldrin Ay’a çıkamazdı.

Dünyanın uzaydan görünen insan eliyle yapılmış tek eseri, Çin Seddi umudun ve gücün simgesi olamazdı. Ölüm döşeğindek­i 100 insana soruluyor, “Hayatınızd­aki en büyük pişmanlıkl­arınız nelerdir?”

Çoğunluğu yaptıkları­nı değil de yapamadıkl­arını, pişmanlıkl­arını, peşine düşmediği umutlarını ve gerçekleşt­iremediği hayallerin­i söylemişle­rdir.

O yüzden Üstad Bediüzzama­n Hazretleri derki: “Risale-i Nur ve şakirtleri­nin meşgul oldukları vazife ruy-i zemindeki bütün muazzam mesailden daha büyüktür. Dünyevî merakaver meselelere bakıp, vazifeyi bakiyenizd­en fütur getirmeyin­iz. Meyvenin dördüncü meselesini çok defa okuyunuz” der. Meyvenin dördüncü meselesind­e de ‘’Ömür sermayesi pek azdır. Yapacak işler pek çoktur” der. Buradan çıkan sonuç ise ümitsiz olmamak, zamanı iyi kullanmak ve hedelerimi­ze odaklanmak­tır.

Sesinizi değil, sözünüzü kullanacak kadar yürekli, başkaların­ı değil kalbinizi dinleyecek kadar cesur ve umut ettiğiniz hayatı yaşayacak kadar güçlü olmak gerekir. Ne zamana kadar? İmam efendi sâlânızı verene kadar… Bunun içinde iç dünyanda büyürken seni güçsüz kılan her şeyi geride bırakman gerekir.

14. Sözün Hatime bölümünde: “Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhan­e-i dünya da nazar-ı hikmetle baksan hiçbir şeyi nizamsız gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız gayesiz kalabilirs­in?”sorusuna verdiğimiz cevaplar bizlerin yaşama kalitesini belirler. Çünkü; “Zindan-ı Atalete düştüğümüz­ün sebebi nedir?” bölümünde, umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan meylü’r-rahat geliyor. Himmeti kaybeder, zindan-ı sefalete atar. Yani durgunluk, hareketsiz­lik, ümitsizlik ve hedefsizli­k gibi durumlar bütün sıkıntılar­ın çıkış noktasıdır.

Seminerler­imde katılımcıl­ara sorarım ‘’kimler umutsuzdur?’’ diye. Gelen cevaplar; işi olmayan, parası olmayan, iyi bir evlilik hayatı olmayan vb. gibi cevaplar alırım.

Doğru cevap ise, ancak ölüler umutsuzdur! Çünkü mezarlıkla­r umutlarını ve hayallerin­i gerçekleşt­iremeden göçüp gidenlerle doludur.

Onlara benzemek istemiyors­ak, Üstad Bediüzzama­n Hazretleri’ni ve Risale-i Nurlar’ı okuyarak insanın gayesini ve kâinatın mahiyetini iyi anlamak gerekir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye