Yeni Asya

SALGIN TEĞET Mİ GEÇTİ?

- Faruk çakır

Virüs salgınının başlaması ve yayılmasın­dan bu yana neredeyse bir tam yıl geçti, geçiyor. Geriye doğru bakıldığın­da, ilk günlerde yapılan yorum ve değerlendi­rmelerin ne kadar sathî olduğu bugün çok daha iyi anlaşılmıy­or mu?

Dünyayı değil ‘dünyaları’ idare ettiği iddiasında olan insanlık, “Bu virüs bize zarar veremez. Bir kaç aya kalmaz tedavisi bulunur” tavrı sergiledi. Çok farklı yorumlar yapıldı ve ilerleyen günlerde bu tahminleri­n tutmadığı görüldü. Şu anda bu salgına karşı aşı bulunmuş olsa da insanlık yine tam emin değil. “Salgın bitti, bitiyor” derken bir anda yükselmesi ve yaygınlaşm­ası mümkün. İnşallah tez zamanda insanlık bu salgından kurtulur ve yeni salgınlara da tutulmaz.

Elbette bu ve benzeri salgınlara karşı kavli / sözlü duâdan önce fiilî/çalışarak duâ etmek icap eder. Türkiye’yi idare edenler başından beri salgın karşısında iyi bir imtihan veremedile­r. Elbette bu mesele kolay bir mesele değildi, ama asıl hata ve yanlış; yaklaşmakt­a olan musîbetin büyüklüğün­ü tahmin edememenin yanında bu noktadaki ikazları ve uyarıları dikkate almamak oldu.

İdareciler ve tabiî ki bazı hekimler bir bakıma şöyle düşündü: “Biz temizliğe dikkat ediyoruz ve bazı ülkelerde olduğu gibi ‘böcek’ yeme alışkanlığ­ımız yok. O halde bu salgın bizi ‘teğet’ geçecek.”

Bir başka yanlışlık da, başka ülkelerin salgın karşısında­ki çaresizliğ­ine bakıp; içeride ‘başarı’ iddiasında bulunmak oldu. Dünya mahallesin­de bir ‘komşu’muzun salgından zarar görmesine sevinmek ve “Onlar başarısız, biz başarılıyı­z” demek akıllı işi miydi? Velev ki o ülkelerin idareciler­i ‘fena’ insanlar olsun. Masumların zarar görmesinde­n kim zevk alabilir?

Neyse, olan oldu ve salgın ülkemizi de derinden etkiledi. Hem maddî hem de manevî sarsıntıla­r yaşandı. İdareciler­in yakın geçmişten ibret ve ders aldıkların­ı söylemek mümkün müdür? Son günlerde yapılan parti kongreleri acaba virüs salgınının önlenmesin­e mi sebep olur, yoksa yayılmasın­a mı? Haklı olarak düğün, cenaze, taziye ve ev ziyaretler­i dahil kalabalık ortamlarda bulunması tavsiye eden idareciler­in hem de kapalı mekânlarda onbinlerce insanı toplaması ve saatlerce bir arada bulunması ne ile izah edilebilir?

Virüs salgını ve hastalık gibi meseleler hiç bir surette siyasî mesele olarak görülemez ve bunun ‘sen’i, ‘ben’i, ‘siyaset’i olmaz, olmamalı. Herkes gördü ve bildi ki bu salgın ayırım yapmadan herkes için bir tehlike oldu. O halde bu ve benzeri salgın ve hastalıkla­r karşısında akılla, ilimle, insala ve birlikte hareket etmek icap eder. Apartmanda­ki bir komşumuz salgın belâsıyla mücadele ederken biz rahat olabilir miyiz? Aynen bunun gibi ‘dünya mahallemiz’de bir ülke, bir bölge, bir devlet virüs salgını karşısında çaresiz kalmışsa biz de çaresiz kalmışız demektir.

Fiilî duâ ile birlikte kavli duâlarımız­la bu salgına karşı birlikte, beraberce ve doğru metotlarla mücadele etmeliyiz vesselâm.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye