ÜNİVERSİTELERDE 28 ŞUBAT
B oğaziçi’nde “kayyım rektör” atamasının yol açtığı tepkiler devam ederken diğer üniversitelerin durumu da gündeme geliyor. Eski rektörü eşine yaptığı kayırma ortaya çıkınca görevden alınan bir taşra üniversitesinde olup bitenlere ilişkin bir okurumuzun mesajındaki satırlar bu noktada düşündürücü:
***
Bir rektör alkışlarla yüceltilerek; iftiracı ve itirafçılarla 28 Şubatçı taifesi ile geldi ve “Kuvvetli olan haklıdır” zalimane tavrıyla devrini bitirdi. Sonra aynı ekibin siyasî ve sivil örgütleri aldatarak atanmasını sağladığı yeni rektörle yine aynı makamlara gelerek 28 Şubat’ı aratır hale geldiği bir dönemi yaşıyoruz.
Kısacası değişen birşey yok. Zulüm şiddetlenerek devam ediyor. Zalim izzetinde, mazlum zilletinde; yıllar geçiyor, ömürler bitiyor. Böylece bir kez daha yaşayarak anladım ki: Üstad Bediüzzaman “Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır. Aç canavara karşı tahabbüb (sevg göstermek) merhametini değil, iştihasını açar. Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister” derken de çok haklıymış.
Şahsî menfaat temin ettikleri, kendilerine ve eşlerine verilen görev ve ünvanlarla çok aşikâr olan iki kişinin iftirası sonucunda ve adliyenin ve emniyetin yanıltılması ile birçok kişilerin mağduriyetine sebep olundu.
Yakınımızda biri var ki, ilk etapta her çeşit mağduriyeti yaşamış, adlî takipsizlikle suçsuzluğu, masumiyeti tescil edilmiş olmasına rağmen hâlâ mağduriyeti devam ettiriliyor.
Yakınımdaki bu olayı görüp yaşadıkça, taraf olanlara bile kahır ile beddua etmek istiyor, sonra Üstadın kendi muhatap olduğu çok daha ağır haller karşısındaki sözlerini okuyunca rahatlıyor, herşeyi Allah’a havale ediyor ve “Hasbünallahü ve ni’mel vekil” diyorum.
Mağdurun hakkının, zalimin müstehak olduğunun verildiği, herkesin “Kuvvet haktadır, hak kuvvette değil” diyebildiği, “Hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz” deyip böyle inandığı ve gereğine riayet ettiği, hak ve adaletin hâkim olduğu güzel günler dileklerimle.
***
Belli ki, yaşadığımız süreçte 28 Şubat kadroları, üniversitelerde de “dindar” rektörleri paravan yaparak 28 Şubat’tan daha beter işler çevirmeye ve fırsat buldukları yerlerde başörtülülerle de uğraşmaya devam ediyorlar...