STK’LARDAN HUKUK REFORMU CAGRISI
21 ilde faaliyet gösteren 347 sivil Toplum örgütü, “Temel Hak ve özgürlükler alanını genişletecek bir Hukuk reformu bir zorunluluk Haline gelmiştir” çağrısında bulundu.
CİDDİ BİR HUKUK REFORMU ZORUNLULUKTUR
21 ilin 347 Stk’sınca yayınlanan ortak deklarasyonda, “Başta ifade özgürlüğü olmak üzere, toplantı ve gösteri hakkı, adil yargılanma hakkı, yargı bağımsızlığı gibi temel hak ve özgürlükler alanını genişletecek ciddi bir hukuk reformu zorunluluk haline gelmiştir” denildi.
YENİ ANAYASADAN ÖNCE YAPıLACAKLAR VAR
DEKLARASYONDA, yeni anayasa için öncelikle siyasette daha yapıcı bir dil kullanılması, yargı bağımsızlığı, basın ve ifade özgürlüğü gibi temel meselelerde hızlıca iyileştirmeler yapılması gerektiği belirtildi ve daha sonra Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anayasanın yapılabileceği vurgulandı.
Aralarında Diyarbakır, Van, Erzurum, Mardin, Tuncel, Adıyaman, Şanlıurfa, Ağrı, Siirt, Bingöl’ün de bulunduğu 21 ilde faaliyet gösteren 347 sivil toplum örgütü, yaşanan hak ihlalleri ile ilgili ortak deklarasyon yayınladı. Barolar, sağlık örgütleri, kadın kurumları, sendikalar ve hak örgütlerinin de aralarında bulunduğu 347 sivil toplum örgütü hazırladıkları deklarasyonu Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda açıklamak istedi, ancak polis açıklamaya izin verilmedi. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’ne geçen STK temsilcilerinin açıklamasına burada da izin verilmedi. STK temsilcileri engellemeye tepki göstererek oturma eylemi yaptı, ardından da deklarasyonu gazetecilerle paylaştı.
mağduriyetler Daha Da Derinleşti
Deklarasyonda, “Darbe sonrası çıkarılan Khk’lar sonrasında yasa hükmü haline getirilmiş, ülkemiz adeta bir ‘sürekli OHAL’ rejimine dönüştürülmüştür. Hükümetin yargı üzerindeki vesayetinin sonucu olarak yargı, iktidarın kendisini ‘sürdürülebilir’ kılmasının bir aracı haline gelmiş, tarafsızlığını ve bağımsızlığını tümden yitirmiştir. (...) Khk’lar ile ihraç edilen binlerce kişinin hak arayışının sadece 4 idare mahkemesinin ve 11 kişilik OHAL komisyonunun insafına terk edilmesi yaşanan mağduriyeti daha da derinleştirmektedir” denildi.
tedbir alınsın
Yaşanan soruşturmalara dikkat çekilen deklarasyonda şu ifadeler yer aldı: “Terör tanımının genişliği ve muğlaklığı, yargının muhalif sesleri susturma konusundaki araçsallığıyla birleşince binlerce kişi soruşturma ve kovuşturmalara uğramakta, kamu görevinden ihraç edilmekte ve tutuklanmaktadır. Nitekim her yıl inşa edilen cezaevlerine rağmen, cezaevlerinin büyük bir kısmında kapasitelerinin üstünde mahpus tutulmaktadır. (…) Hükümeti ulusal ve uluslar arası mevzuata uymaya, cezaevlerindeki tecrit, işkence ve kötü muamele, haberleşme, gazete, radyo ve televizyondan yararlanma, sağlık hakkı, şartlı salıverilme hakkı gibi temel haklar konusunda önlem almaya çağırıyoruz.”