illa hak, illa adalet
Türkiye’yi idare edenler görmek istemese de, ülkemizin çok âcil ihtiyaçlarının başında adaletin tesis edilmesi vardır. Muhtemelen, yapılan ‘adalet sarayları’nı delil gösterip; “Ne yani, ülkemizde adalet yok mu?” diyenler de çıkacaktır. Böyle diyenlere‘adalet kapısı’na işi düşenleri dinlemelerini tavsiye ederiz.
Ayrıca, en üst seviyeden idarecilerin hemen her yıl ‘adalet reformu yapacağız’ demesi ve bunu bir vaad olarak sıralaması bu ihtiyacı göstermez mi? Adalet sisteminin iyi ve hakkaniyetli işlediği ülkelerde idareciler, ‘adalet reformu yapacağız’diye vaadlerde bulunur mu?
Yanlış anlaşılmasın: İdarecilerin ‘adalet reformu yapacağız’ demesine itiraz yok. İtiraz, bu vaadlerde bulunup tam adaleti tecelli ettiren bir reformu bunca yıl yapamayanlaradır. Üstelik ‘adalet mülkün temelidir’kaidesi bilindiği halde.
Bir habere göre, 21 ilde faaliyet gösteren 347 sivil toplum örgütü, “Türkiye’nin ciddî bir hukuk reformuna ihtiyacı olduğu, başta ifade özgürlüğü olmak üzere toplantı ve gösteri hakkı, âdil yargılanma hakkı, yargı bağımsızlığı gibi temel hak ve özgürlükler alanını genişletecek bir hukuk reformu bir zorunluluk haline gelmiştir” çağrısında bulunmuş.
Bazı barolar, sağlık örgütleri, kadın kurumları, sendikalar ve hak örgütlerinin de aralarında bulunduğu 347 sivil toplum kuruluşu hazırladıkları deklarasyonu gazetecilerle paylaşmış.
Açıklamada, “Yargı mercileri arasındaki Anayasal ve yasal hiyerarşinin bile dikkate alınmadığı bu dönemde, bazı mahkemeler AYM ve AİHM kararlarını uygulamakta dahi imtina etmektedir. Khk’lar ile ihraç edilen binlerce kişinin hak arayışının sadece 4 idare mahkemesinin ve 11 kişilik OHAL komisyonunun insafına terk edilmesi yaşanan mağduriyeti daha da derinleştirmektedir” denilmiş.
Aynı açıklamada şu görüşler de dile getirilmiş: “Yapılacak bir hukuk reformu sonrasında, yeni bir anayasa gündeme alınmalı, toplumsal sözleşme olan ve toplumun tüm kesimlerini kapsamı gereken anayasanın yapılması (...) bir tercih değil, zorunluluktur.” (sputniknews.com, 25 Şubat 2021)
Yeni bir adalet reformuna duyulan ihtiyaç Türkiye’yi idare edenler tarafından da dile getirildiğine göre bu noktada adım atmakta gecikmemek icap eder. “Geç kalan adalet adaletsizliktir” denildiğine göre bir an önce gerçek adaleti tecelli ettirecek bir sistem kurulmalı. Çoğu defa ifade edildiği üzere sadece reform yapmış olmak için reform yapılmamalı. Daha iyiye, daha güzele ve daha âdil bir sisteme geçiş için çalışılmalı. Dünyada bunu başaran ülkeler de olduğuna göre onları örnek almak aklın gereğidir. Yeniden keşiler için zaman ve emek harcama gerek yok. Milletin istedi adaletin tecelli etmesidir.
“Bu talebi kim dile getirdi” sorusundan önce “talep edilen nedir”e bakmak lâzım. İstenen adaletin tecelli etmesidir ve bu istek her insanın en temel hakkıdır. Adalet tam tecelli etsin ki ‘mülk’ ayakta kalabilsin vesselâm.