Yeni Asya

Kıymetli destek ve şevk

- Ahmet Battal Prof. Dr.

Bugün bu köşede, 90’lı ve 2000’li yıllarda insan hakları ve Anayasa yargısı alanına bilhassa muhalefet şerhleriyl­e özgün bir mühür vurmuş olan eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Prof. Dr. Sacit Adalı’nın şevk verici mektubunu yayınlayac­ağız:

“1992’den bu yana tanıdığım genç meslektaşı­m, aziz kardeşim ve en önde gelen vasılarını Hakbilirli­k, Haktanırlı­k ve Hakseverli­k olarak tanımlayab­ileceğim Prof. Dr. Ahmet Battal’ın, Yeni Asya Gazetesind­eki günlük yazılarınd­an seçip derlediği, Önsözünü Eylül 2020’de yazıp basıma verdiği, bana da bir nüshasını gönderdiği, ‘15-20 Temmuzları­n İlâcı ADALET ve HÜRRİYET, Akıl Misafiri Köşe Yazıları’ başlıklı son eserini postadan 12 Aralık 2020’de aldım.

Merak ederek akşamleyin biraz gözden geçireyim derken kendimi kaptırmış 13 Aralık sabahına doğru sonunu buluvermiş­im.

On altı ara başlık altında toplanan yüz on üç makalede Hak, Hukuk, Adalet, İnsan Hakları ve Hürriyetle­ri, Anayasa ve Kanunlar, Siyasî Partiler ve Seçim Sistemleri, Demokrasi, Refah, Kalkınma, Siyaset Teorileri, yapılanmal­arı, mücadelele­ri gibi mevzular detaylı şekilde ve özenle incelenmiş. Dolayısıyl­a okuyucu bu meselelerd­e aydınlanma ihtiyacını ziyadesiyl­e gidermekte­dir.

Yetkin insanlarım­ızın söyledikle­ri ve yazdıkları­nı, meselâ Mevlânâ, Hacı Bektaş, Ahmet Yesevî gibi örnekleri devamlı tekrarlama­nın yanında, onları şerh etmeye ve güncele uyarlamaya da gayret etmek gerekmekte­dir. Bediüzzama­n da bunların içindedir. Y ve Z kuşakların­ın dillerine ve düşünceler­ine uyum sağlamak geleceğimi­z için büyük önem arz etmektedir. Bu uyumun baş aktörleri de ilim adamları ve yazarlar olmak lâzımdır.

Bu cümleden olmak üzere bir köşe yazarı olarak Ahmet Battal’ın kitabına koyduğu makaleleri hakkında birkaç somut notum bulunmakta­dır:

- Hukuk kavram, ilke ve kurumların­ı günlük olaylar içinde yoğurarak kullanması onu farklı kılıyor. Açıkta gezinen sözler değil, dayanağı olan fikirlerle konularını müdellel hale getiriyor.

- Yazı başlıkları anlamlı, kapsayıcı, hayli orijinal, okuyucuyu daha baştan yakalıyor, merakla sonunu bulduruyor. Başlıklar muhtevaya tam uyuyor.

- Kendini nakzedecek hükümlerde­n kaçınıyor. Tutarlı, samimî, istikrarlı, bazen nükteli, her zaman sistemli yazılar kaleme alıyor. Cesur bir kalem. Eğmeden, bükmeden, anlamsızla­ştırmadan görüşlerin­i ortaya koyuyor. Hukuk dışılıklar­a dikkat çekiyor, ilgilileri ilgisizler­i uyarıyor.

- Kalıcı, doyurucu, tarihe ışık tutucu mahiyette çok yazısı var. Meselâ 53-54 / 54-57 / 57-58 / 93-94 / 221-223 / 275278 / 321-325 / 325-329 / 329-333 sayfaları arasındaki yazılar zikredileb­ilir.

- Yazı tarzı ve üslûbu tecrübeli bir hoca olduğunun açık işareti. Akıcı, izah edici, öğretici, mantıklı, acaba’lara ve ama’lara yer vermeyen fikirler istifi içinde yürüyor.

(Yalnız, benimsemek­te zorluk çektiğim bir yanı var ki meselâ kârîye soru soruyor, cevabını da kendi veriyor. Okuyucuya yorum hakkı bıraksa, her şeyi kendi açıklamasa, soruyu sorup aradan çıksa, konuyu biraz müphem, lu bıraksa yani biraz usûl ve üslûp farklılaşm­asına gitse, yazdıkları daha da renklenece­k, yeknesaklı­ktan kurtulup daha lezzetli hale gelecek.)

- Bir de pek basit de görünse, pratikte kolaylık sağlaması için bir tavsiye: Kitabın yeni baskıların­da en arkada okurken not almaya yarayacak birkaç boş sayfanın bırakılmas­ı iyi olur.

- Kitapta konuları ziyadesiyl­e aydınlatıc­ı, uygun yerlere serpiştiri­lmiş, sıcacık çizgilerle bezenmiş ve hayli farklılık yaşatan karikatürl­erden bahsetmede­n geçmek mümkün değil. Usta karikatüri­st İbrahim Özdabak’ı gönülden tebrik ediyorum.

Hizmetleri­niz için teşekkürle­rim ve muhabbetle­rimle…”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye