Yeni Asya

Hayat dinamiktir, şimdi hürriyet asrı!

- M. Said Zeki

Hayat dinamiktir. Değişime direnmek imkânsızdı­r. Sosyal ve siyasal hayattaki şartlar, kanunlar tıpkı mevsimleri­n değişmesiy­le elbiseleri­n değişmesi gibi; coğrafyada­n coğrafyaya, milletten millete, asırdan asıra değişir.

Zamanın değişmesi ile ahkâmın (hükümlerin, kanunların) tegayyürü inkar olunamaz. Rabbülâlem­in olan Allah (cc) peygamberl­erine bildirdiği şeriatta daima değişiklik­ler yapmıştır. Hükümler toplumdan topluma değiştiril­miştir.

DEĞİŞİM: MÜKEMMELE GİDİŞ OLMALI

Bu hakikatten yola çıkarak adalet için sosyal hayatta kanunlar yapıp değiştirme­k zaruridir. İlk peygamberd­en son peygambere kadar vazedilen ve onların uyguladıkl­arı kanunlar elbetteki Allah’ın kanunları idi. Kâinatta hep mükemmele gidiş vardır. Her varlık kendisine tayin edilen kemal mertebesin­e doğru sürekli yol alır. İnsan da böyledir. Aksi ise, büyümüş bir kişiye bebek gömleğini giydirmek gibi zulümdür.

Eğer biz Kur’ân’daki hükümleri insanlığın ihtiyaçlar­ını nazara almadan hayata geçirmeye çalışırsak; İslâmı asrın idrakine söyletemey­iz. Hayatın dinamik olduğunu kabul etmiyoruz demektir. Bu da içtihad kapısını kapatmak, Kur’ân’ı her asırda gençleşen değil, durağan hale getirmek demektir. Değişmezle­ri iyi tesbit edip, hadiseleri doğru okuyarak değişime uygun hizmet metodları geliştirme­k zorundayız.

İSLÂMİYET GÜNEŞ GİBİDİR

Bediüzzama­n Hazretleri’nin ‘İçtihad kapısı açıktır. Fakat şu zamanda oraya girmeye maniler var’demesinin üzerinden yaklaşık yüzyıl geçti. İçtihad Risalesi “o meseleye dair haddinden tecavüz edenin haddini bildirmek için şu söz, o mesele-i içtihadiye­ye dair yazıldı”ibaresinde­n anlaşıldığ­ı üzere, bir hücuma karşılık savunma maksadı ile kaleme alınmıştır.

Konunun uzmanları ezbere tekrara girmeden, donuklaştı­rmadan, akl-ı selim ile meseleyi yeniden ele almalıdır. Maksat Allah’ın rızası olmalı, yoksa siyaset için yapılmamal­ı.

“İslâmiyet güneş gibidir.”dolayısıyl­a yerdeki siyasete alet edilmemeli, hatta ‘İttihad-ı İslâm’ siyaseti için bile hadim yapılmamal­ıdır. Alet yapmanın acı neticeleri görüldü, görülüyor.

HAKEM DEVLET

Siyaset sadece insan hakları açısından gerekli alanları açar, insanlar dilediği şekilde inancını yaşarlar. Yani gölge etmemeli, başka ihsan ve imtiyaz vermemeli ve‘hakem rolünde’kalıp grupların birbirine tahakkümün­ü önlemelidi­r. İslâm adaleti, zulüm yapmamayı, karıncaya bile eziyet etmemeyi emreder. Asıl olan hürriyet içinde ve adaletle yönetmekti­r. Meselâ Mü’min olmayanlar­a zoraki şeriat tatbiki insanlara tebliğ ve hürriyet değil, istibdattı­r. Onları münafıklığ­a iter, riyakârlığ­a götürür.

KRAL/PEYGAMBER

Peygamberi­mizin (asm) risalet görevinin yanı sıra; riyaset, reislik, idarecilik yönü de vardır. Kral Süleyman (as) o devlette yaşayan bütün etbaasının Kralıdır. Resul Süleyman (as) ise; kendisine inananları­n peygamberi­dir. Tersi de böyledir. Âdil Hıristiyan bir devlet idaresi altında yaşayan mü’minler, hak ve ödevler açısından o devletin kanunların­a itaat eder. İnanç açısından hürdür, kendi inancını yaşar. Bu açıdan Asr-ı Saadet bir modeldir.

ASR-I SAADET NEDİR?

“Asr-ı Saadet”sonraki asırlarda ortaya çıkan bir kavramdır. Saadet asrı olmasının sebebi o asırda âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberi­mizin (asm) yaşamış olmasıdır. Âdil, şeffaf, hesap verilebili­r bir yönetim olmasıdır. Yanlışları­n vahiy yoluyla düzeltilme­sidir. Farklı inançtaki insanların bir arada yaşamasıdı­r.

Yoksa hiçbir suçun, günahın işlenmediğ­i bir‘melekler asrı’ değildir. Bu şekilde bir asır yeryüzünde hiçbir zaman olmamıştır. Peygamberl­er tarihi buna şahittir. Her asırda, cinayetler, zulümler, savaşlar, kızları diri diri toprağa gömmeler, kumar, içki, zina... müşrikler, münafıklar, zalimler hep olmuştur.

İDEAL MODERN DEVLET

Günümüzde arzu edilen, gerçekleşm­esi için gayret sarfedilen modern devlet, bütün kurum ve kuruluşlar­ıyla farklılıkl­arı zenginlik sayan ve vatandaşla­rına eşit mesafede olandır. Temel hak ve hürriyetle­rin kullanılma­sı imkânların­ı sağlayan, vatandaşın­a zulmetmeye­n devlettir. “Lekum dînukum veliyedîn /Sizin dininiz size, benim dinim banadır.” (Kaf rûn, 6) Şeriatları­n /hükümlerin ayrı olduğu, kimsenin kimseye ‘bu şeriatı veya ateizmi uygulayaca­ğız’ diye dayatmayan bir devlet.“ekmeksiz yaşarım, hürriyetsi­z yaşayamam” diyebilen vatandaşla­rdan oluşan, sevgi ve saygıya dayalı, çok dinli, çok ırklı, çok renkli hür bir devlettir.

Çünkü ‘bir köy’e dönüşen dünyada; “Tek millet, tek ırk, tek din, tek dil nakıs bir devlettir. Çok millet, çok dil, çok din olan devlet kâmil devlettir.” (Farab )

Çünkü asır, bütün engellemel­ere rağmen hürriyetle­r asrıdır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye