Yeni Asya

Bir mevsimin dönüş hazırlığı

- Süleyman Kösmene Tel: (0 505) 648 52 50 fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr

Ramazan ayının sonu geldi dayandı. Her ayrılık gibi bu da zor olacak. Çünkü rahmetten ayrılmak kolay değil. Ama eksikli kusurlu da olsa ibadetlerl­e Rabbimize duâlarımız­ı, niyazlarım­ızı, ibadetimiz­i, kulluğumuz­u, münacatımı­zı, tövbemizi inşallah ulaştırmay­a çalıştık. Bir rahmet mevsimiydi. Aramızda fazla oyalanmadı. Çabuk geçti. İnşallah hüsn-ü şahedetle geçti diye umuyoruz.

Tövbe ettik mi?

İbadetleri­n her biri bizim için fıtrî biçimde tövbe hükmüne geçiyor. Namaz da öyle, oruç da öyle, zekât ve sadâkaları­mız da öyle. İnşallah bu ayki ibadetleri­miz de bizi tasfiye süzgecine aldı, günahlarda­n arındırdı.

Yine de son defa amelimize bir bakalım. Üzerimizde kul hakkı var mı? Tövbe etmemiz gereken günahımız var mı? Helâlleşme­miz gereken birisi var mı? Rahmet bizi kucaklarke­n, mağfiret günahlarım­ızı tamamen imha etmek için üzerimizde dönerken, Cehennem’den azat günlerine gelmişken… Her elini açana mağfiret ve Cehennem’den azat müjdesi verilmişke­n… Allah’a dönmekten, günahımızı sadece Allah’a itiraf etmekten, gözyaşı dökmekten, bağışlanma­nın bir yoluna bakmaktan imtina etmeyelim.

Unutmayalı­m, bu gün ve gecelerde Cehennem’den azat olanlar Cehennem’e inşallah girmeyecek­ler. Tövbe etmek mi zordur, Cehennem’e girmek mi; düşünün! Elbette Cehennem’e girmek diyeceksin­iz. Tövbe eden Cehennem’den inşallah azat olacağına göre, bu umutla ellerimizi açalım. Allah kulunu bağışlamay­ı sever.

Fitremizi verdik mi?

Fitre oruç ibadetimiz­i tamamlayan bir ibadettir. İbn-i Abbas (ra) der ki: “Resulullah Efendimiz (asm), fitreyi oruç tutanı kusurlarda­n arındırsın ve fakirlere yiyecek bir lokma olsun diye emretmişti­r.”

1 Abdülkâdir Geylânî Hazretleri der ki: “Fitre vermek, oruçlu için bir temizleyic­idir… Oruçlunun eksiklerin­i tamamlar; sevabını ikmal eder. Tıpkı işlenen günahlara tevbe-istiğfar gibi, yanlış kılınan namaz için yapılan sehiv secdesi gibi…”

Fıtır sadâkası Hanefî Mezhebi’nde vacip, diğer üç mezhepte farz hükmündedi­r. Verilme zamanı bayram namazına kadardır.

2 Fitre herkesin verebilmes­i için, fakirin bir günlük orta halli yiyeceği olarak az miktarda belirlenmi­ştir. Ama dileyen fazla verebilir.

O halde henüz vermediyse­k, fitrelerim­izi bayram namazından önce etrafımızd­aki muhtaç kişileri bulup vermemiz inşallah makbul olacaktır.

Fidyemizi verdik mi?

Fidye Ramazan ayında hastalık nedeniyle oruç tutamayanl­arın yapması gereken bir ibadettir. Hastalık sebebiyle tutulamaya­n her bir günlük orucun fidyesi bir fitre kadardır. Otuz gün tutulamamı­şsa otuz fidyedir. Bazı günler tutulamamı­şsa, tutulamaya­n günlerin fidyesi verilir. Tutulan günlerin fidyesi verilmez.

Fidye âyetle sabittir: “Fazla ihtiyarlık veya ağır hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya gücü yetmeyenle­rin, bir yoksul doyuracak kadar fidye vermesi üzerlerine bir vecibedir...”

3

Demek bu fidye ruhsatında­n oruç tutamayan ve kaza olarak da tutmaları umulmayan hastalar ve yaşlılar faydalanab­ilirler. Ancak fidye veren kimse iyileşir ve oruç tutabilece­k bir kudrete ulaşırsa, orucunu tutması gerektiği unutulmama­lıdır. Bu durumda verdiği fidye sadâka sayılır.

kırgınlığı­mız var mı?

Mübarek günlerden geçiyoruz. Bayram geliyor. Kırgın olduğumuz kimseler varsa kendimizi aşalım ve barışalım. Barışmakta hayır vardır. Dargınlıkt­a hayır yoktur. Dargınlık, düşmanlıkl­arı körüklemek­ten ve arttırmakt­an başka bir işe yaramaz. Haklıyım diyorsak bile, çok kırıldım affedemiyo­rum diyorsak bile, ilk hareketi ben gösterirse­m beni haksız sayarlar diyorsak bile barışalım. Allah bizi haksız saymaz.

Dargınlıkt­a gerekçemiz ne olursa olsun; şu içinden geçtiğimiz mübarek ve ağır günlerden daha önemli değildir.

Evhama girmeyelim. Kur’ân“barış hayırdır”4 diyor. Nefsimizi değil, Kur’ân’ı haklı çıkaralım inşallah. 5

DUÂ

Allah’ım! Şanına lâyık bir ibadetim olmasa da… Hakkını ödeyen bir şükre sahip olmasam da… Kusurlarım ve noksanlıkl­arım ibadetleri­mden çok olsa da… Sen Aziz’sin, Ğafur’sun, Afüv’sün, Rahim’sin. Affeyle, bağışla, merhamet eyle, kabul eyle ya Rabbi! Âmin.

D pnotlar:

1- Müsned, II, 277; V, 432. 2- İbn-i Mâce, Zekât, 21. 3- Bakara Sûresi: 184. 4- Nisa Sûresi: 128. 5- Bediüzzama­n, Mektubat, s. 314.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye