İNSANLIK İSTERSE ZULMÜ DURDURUR
Hemen her sene olduğu gibi İsrail yine bayram arifesinde Filistinlilere saldırdı. Esasında bu meselede söylenecek hemen her söz söylendi. Bu bakımdan sözden ziyade icraata ihtiyaç vardır.
Ayrıntılar bir yana bırakılsa bile bu meselelerde İsrail’in baştan sona haksız olduğu bellidir. Kanun tanımayan, dünyadan yükselen hiç bir itirazı ve ikazı dinlemeyen, keyfi davranan bir idare olur mu? Dünyanın gözü önünde Filistinlileri evlerinden zorla çıkaran ve buralara kendi vatandaşlarını yerleştiren bir devlet zulmetmiş olmuyor mu?
Uluslar arası krizlerde söz habibi olmak için hem maddi imkanlara sahip olmak hem de diplomasi dilini iyi bilmek icap eder. Çoğu defa hatırlatıldığı üzere dünyadaki ‘iyi’ler bir araya gelse İsrail gibi zulmeden devletleri ve idarecileri durdurmak mümkün olur.
Türkiye’nin bu noktada arzu edilen seviyede bir politika ortaya koymadığı konuşuluyor. Sosyal medyada bazı itiraz edenler olsa da araştırmacı yazar Müfid Yüksel (@mufidyuksel) şöyle demiş: “Türkiye’de MTTB ve Milli Selamet Partisi döneminden beri Kudüs ve Filistin için protesto gösterileri vs. yapıldı. Ancak yarım asırdır hamasetten asla öteye gidilemedi. Stratejik hiç bir yatırım yapılamadı. En azından diasporadaki, Almanya’daki Filistinliler güçlendirilebilirdi.” (Twitter, 10 Mayıs 2021)
Bilhassa dış politikada hamasetten uzak durmak gerektiği çok defa hatırlatılıyor. Ancak içerde ve dışarda hamasetle yol almak isteyen idareciler çoğunlukta. Kulağa da hoş geldiği için millet de maalesef hamasi konuşmalara prim veriyor.
Yine sosyal medyada yapılan bazı yorumlara bakınca hamasetin dem ve damarlara işlediği görülüyor. Bazıları yorumcular, “Türkiye ‘halifelik yetkilerini’ kullansın” manasında görüşler beyan ediyorlar. Dünya gerçeklerinden bu kadar uzak, bu kadar hamasi beyanların beğenilmesi hayra alamet sayılabilir mi?
Önemli bir mesele de Filistin’de yaşananların dünyaya gereği gibi anlatılamamasıdır. Medya gücünü büyük ölçüde elinde tutan İsrail sermayesi, yaptığı zulümleri perdeleyerek Filistinlileri suçlu göstermenin peşinde. Elbette bu tavra itiraz eden İsrail vatandaşları da vardır. Türkiye, İsrail ve Filistin meseleleri üzerine çalışan (Doçent) Louis Fishman (@Istanbultelaviv) Avrupa medyasının İsrail taraftarı yayınlarına tepki gösterenlerden biri. “İsrail’e saldıran çocuklar öldürüldü” mealindeki haber başlığına itiraz eden Fishman, “İsrail’le savaşırken” öldürülenler arasında 9 çocuk da vardı (ne demek?). Haber editörleri, işinizi yapın!” diye tepke göstermiş. (11 Mayıs 2021)
Eğer Filistin meselesi hak ettiği ölçüde doğru bir şekilde anlatılabilse dünyadaki insaf ehli insanlar bu meseleye sahip çıkar ve bir şekilde İsrail zulmü sona erer. Başta Türkiye ve İslam dünyası olmak üzere ‘insanlık’ bu meselede üzerine düşeni yapmak mecburiyetinde. Tabii ki hamasetle değil, diplomasi ve ikna gücüyle. Eğer günlük değil de uzun yılları içine alan bir programla bu yapılırsa İsrail’i durdurmak mümkündür.
İnşallah sonraki bayramlar kana bulanmaz ve İslam alemi huzurlu bayramlara kavuşur.