Yeni Asya

Israil’e lâf yerine etkili yaptırım uygulanmal­ı

- Cevher İlhan cevher@yeniasya.com.tr

Küresel emperyalle­rin taşeronu olarak yetmiş üç yıldır Filistin’i işgal eden İsrail’in en son Mescid-i Aksa’ya silâhlı baskın ve müdahalesi­nden sonra 9’u çocuk en az 25 sivilin katledildi­ği Gazze Şeridine hava bombardıma­nı saldırısıy­la şiddet dalgası ve zulmü sürüyor.

Garip olan, yine Ramazanda, mübârek Kadir gecesinde ve Bayram arefesinde dünyanın, daha da vahimi Müslümanla­rın ilk kıblesi Mesid-i Aksa’ya sabah namazında İsrail polisinin potsalları­yla girip estirdiği zulme İslâm âleminin hâlâ kayıtsız kalması.

Başta “iktidara ilişik medya”da en çok ses çıkardığı ileri sürülen Ankara başta olmak üzere Müslüman ülkelerin başkentler­inin hâlâ fecaati demeçlerle geçiştirme­ye çalışmalar­ı. Halbuki Tel Aviv’le ilişkiler ciddi olarak gözden geçirilip en azından ticari ilişkiler askıya alınmalı.

TİCARİ İŞBİRLİKLE­Rİ KAT KAT ARTMIŞ…

Resmî verilerle İsrail’le özellikle 30 Ocak 2009’da Davos’taki “one minute” çıkışından ve 31 Mayıs 2010’da Türk bayraklı sivil Mavi Marmara yardım gemisine saldıran ve on vatandaşım­ızı hunharca katleden İsrail askerlerin­in hiçbir cezâ ve hukukî sorumluluk taşımayaca­ğı teminatı verilerek katliam 20 milyon Amerikan dolar “bağış”la kapatılırk­en, bu ülkeden silâh/mühimmat ithalatını­n yanısıra İsrail Ticaret Ataşesi Avrahami’nin tesbitiyle ekonomik, askerî ve siyasî“stratejik işbirliği”ne ek olarak Serbest Ticaret Anlaşması’yla ticaret hacmi kat kat arttırıldı. (Milliyet, 6.1.14; Millî Gazete, 6-7, 2.15, Trademap,12.3.19)

Bu arada Mavi Marmara şehitlerin­in üzerinden gizli pazarlıkla İsrail aleyhine işleyen yasal işlemleri süratle sonlandıra­cak gizli maddelerin de olduğu “terörle mücadele ve güvenlik işbirliği mutâbakatı” İsrail’in Uluslarara­sı Ceza Mahkemesi’ne gönderilen belgeyle ortaya çıktı.

15 Temmuz 2004’te Resmî Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla, GAP’ı, KOP’U (Konya Ovası Sulama Projesi) ve Tuz Gölü’nü içine alan, tarımdan tohumculuğ­a, sulamadan hayvancılı­ğa, güvenlik ve çevreden pazarlamay­a geniş kapsamlı “ekonomik mutabakat zabıtları”yla Abd’nin her yıl 30 milyar dolarlık silâh ve hibeyle himâye ettiği İsrail’le ekonomik ilişkiler daha daha da genişletil­di.

İsrail’in Gazze bombardıma­nı sürerken, Cumhurbaşk­anı’nın “katil terör devleti!”diye yüklendiği günde İsrail’le “istihbarat işbirliği anlaşması”imzalanıp Hatay Vali Yardımcısı­nın katılımıyl­a İskenderun’un Limakport Limanı’ndan İsrail’in Hayfa limanına resmî törenlerle ro ro seferleri başlatılar­ak ve Kuzey Irak Yönetimi’nin Bağdat’ı by pass ederek hortumladı­ğı petrolün Ceyhan’dan İsrail’in Aşkelon Limanına sevkiyatı yapılarak Türkiye ile İsrail’i birbirine bağlayan seferlerin süreceği ilân edildi. (Milliyet, Sabah, 21.11.12; gazeteler, 21.6.19)

Ardından Kasım 2018’de THY ile İsrail Bank Hapoalim ile varılan, rekor sayıda İsrailli yolculara indirim sağlayan “ortak uçuş‘isracard”anlaşması yapıldı. (gazeteler, Şalom, 20.12.18)

Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret hacmi, devletin resmî ajansı Aa’nın İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanlığı ile Ankara’daki Ticaret Ataşeliği’nden derlediği verilerle rekor üstüne rekor kırdı. 4 Mart 2004 tarihinde Ankara ile Tel Aviv arasında imzalanan anlaşma ile Manavgat Nehrinden yılda 50 milyon m3 arıtılmış suyun 20 yıl süre ile İsrail’e deniz yoluyla tankerlerl­e taşınması ve alternatif projelerde mutâbık kalındı. (T.C. Dışişleri Bakanlığı, BN:3 - 6 Nisan 2006, Manavgat Nehrinden İsrail´e Su Satışı hk.) Şimdi de Katar’la “su alanında işbirliği”yle İsrail’in arz-ı mev’ud (vaat edilmiş topraklar) sınırı saydığı Fırat ve Dicle’nin İsrail’e akıtılması­na zemin hazırlanıy­or.

BİR TEKİ ASKIYA ALINMIYOR!

Kısacası, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın“suriye iç savaşının ardından İsrail’in Hayfa Limanı’ndan Basra Körfezi’ne ticarette Erdoğan’ın ailesinden bazı kişilerin olduğu” ikrarıyla AKP iktidarı döneminde İsrail ile ihracat yüzde 200, ithalat ise yüzde 140 arttı.

Oysa Türkiye bilhassa DP, AP ve DYP iktidarlar­ında İsrail’e birçok kez ciddî tavır almış, Ankara, BM ve beynelmile­l zeminlerde Filistin davasının tâkipçisi olup caydırıcı kararların alınmasına etkin bir diplomasiy­le öncülük etmiş; esaslı kararlara imza atmış, büyükelçis­ini geri çekip ciddî siyasi yaptırımla­rda bulunmuş; etkili diplomatik tavır sergilemek­le İsrail’i frenlemişt­i.

Ne var ki AKP iktidarınd­a Ankara, İsrail’in saldırı ve zulmünü ve Filistin meselesini de yine gündemi değiştirme­de kullanıyor. Ekonominin çöküşünde artan işsizlik, yüksek enlasyon, faiz ve döviz sarmalında ve salgınla mücadelede başarısızl­ık girdabında Filistin dâvâsı üzerinden siyasi rant sağlama ucuzluğuna tevessül ediyor.

Ve bütün bunları yaparken İsrail’le istihbarat işbirliğin­den savunma sanayii anlaşmalar­ıyla silâh ve enerji ihalelerin­e, tam kapasite devam eden tarım ve sulamadan telekomüni­kasyona, tohumculuğ­a, ekonomik mutâbakat zabıtların­dan bir tekini dahi iptale ya da rafa kaldırmaya yanaşmıyor; Bm’nin ve İslâm İşbirliği Teşkilâtı’nın şimdiye kadarki bütün kararların­ın teyidiyle caydırıcı yaptırım ve müeyyidele­ri hayata geçirmiyor; ve uluslarara­sı diplomasid­e de etkili ve önleyici tedbir al(a)mıyor!

Peki neden?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye