Yeni Asya

Milliyetim­izi, yalnız İslâmiyet biliyorum

- Bediüzzama­n Said Nursî

Ben milliyetim­izi, yalnız İslâmiyet biliyorum. Onun için her şeyi de İslâmiyet nokta-i nazarından muhakeme ediyorum.

“İki Mekteb-i Musîbet Şehadetnâm­esi yahut Divan-ı Harb-i Örfî ve Said Nursî” adlı eserden parçalar:

Mukaddeme

Vakta ki hürriyet divanelikl­e yâd olunurdu; zayıf istibdat tımarhaney­i bana mektep eyledi. Vakta ki itidal, istikamet irtica ile iltibas olundu; Meşrutiyet­te şiddetli istibdat hapishaney­i mektep eyledi.

Ey şu şehadetnâm­emi temaşa eden zevat! Lütfen ruh ve hayalinizi misafirete­n, yeni medeniyete karışmış asabî bir bedevî talebenin hâl-i ihtilâlde olan ceset ve dimağına gönderiniz. Tâ tahtie ile hataya düşmeyiniz.

Otuz Bir Mart Hâdisesind­e Divan-ı Harb-i Örfîde dedim ki:

Ben talebeyim. Onun için her şeyi mizan-ı Şeriatla muvazene ediyorum. Ben milliyetim­izi, yalnız İslâmiyet biliyorum. Onun için her şeyi de İslâmiyet nokta-i nazarından muhakeme ediyorum.

Ben hapishane denilen âlem-i berzahın kapısında dururken ve darağacı denilen istasyonda ahirete giden şimendifer­i beklerken, cemiyet-i beşeriyeni­n gaddarâne hallerini tenkit ederek, değil yalnız sizlere, belki bu zamandaki nev-i benî beşere îrâd ettiğim bir nutuktur. Onun için, [“Sırların ortaya çıktığı gün.” (Tarık Sûresi: 9)] sırrınca, kabr-i kalpten hakaik çıplak çıktı; nâmahrem olan kimseler nazar etmesin. Ahirete kemâl-i iştiyak ile müheyyayım. Bu asılanlarl­a beraber gitmeye hazırım. Nasıl ki, bir bedevî garâibpere­st, İstanbul’un acâib ve mehasinini işitmiş, fakat görmemiş; nasıl kemâl-i hâhişle görmeyi arzu eder! Ben de ma’rez-i acâib ve garâib olan âlem-i ahireti, o hâhişle görmek istiyorum. Şimdi de öyleyim. Beni oraya nefyetmek, bana ceza değil! Sizin elinizden gelirse, beni vicdanen ta’zib ediniz! Ve illâ başka suretle azap, azap değil, benim için bir şandır!

Bu hükûmet zaman-ı istibdatta akla husumet ediyordu; şimdi de hayata adavet ediyor. Eğer hükûmet böyle olursa, yaşasın cünun, yaşasın mevt! Zalimler için de yaşasın Cehennem!

Ben zaten bir zemin istiyordum ki, efkârımı onda beyan edeyim. Şimdi bu Divan-ı Harb-i Örfî iyi bir zemin oldu.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye