Yeni Asya

“15 TEMMUZ” BİLE BİLE NEDEN ENGELLENME­Dİ?

- CEVHER İLHAN

Yıllardır tumturaklı nutuklarla, sahte senaryolu filmlerle, bir yığın mugâlatayl­a çarpıtılan 15 Temmuz Hâdisesi’nin arka plânındaki gerçekler çarpıtılıy­or.

Oysa “15 Temmuz”dan iki gün sonra gazeteci Levent Gültekin’in “Mesela yüzlerce rütbeli aylarca bir darbe plânı yapıyor, fakat iktidarın bundan haberi olmuyor! Darbe teşebbüsün­ün saati de çok ilginç. Gece yarısı herkesin evine çekildiği bir vakit değil, bütün halkın en yoğun şekilde sokaklarda olduğu bir vakit seçiliyor. Öncelikle internet, Tv’ler gibi iletişim araçlarını kontrol altına almaları gerekirken iki köprüyü kapatarak darbe yapacaklar­ını düşünmeler­i çok aptalca…” ifadeleri vahim vaziyetin peşinen tesbiti olmuştu. (acikcenk@gmail.com, 17.7.16)

tuhaflıkla­r

Bu tesbit, darbeciler­in üç beş erle bastırdıkl­arı TRT’DE spikere silâh zoruyla “bildiri” okutmaları­ndaki ilginçliği yazan yazar Mustafa Önder’in “15 Temmuz”dan iki gün sonra “Bir rütbeli bu bildiriyi okuyacak cesareti gösteremiy­or. Yurtta sıkıyöneti­m ilan ediyorlar, ama herkes caddelerde, meydanlard­a! Anadolu’da çoğu yerin darbeden sonra haberi oluyor. Darbeciler, gece yarısını veya sabaha karşı sessizliği düşünememi­şler. Sadece Ankara ve İstanbul’da değil, 81 vilayette tank ve askeri sokağa çıkarmayı akıl edememişle­r!” diye kaydettiği tuhalıklar­la teyid ediliyor. (Ortadoğu, 7.18.16)

“Ankara semalarınd­a bir darbeci uçakla TBMM’YI bombalıyor­ken, hedef aldıkları Cumhurbaşk­anı Dalaman’dan uçağa binip İstanbul’a iniyor; hem de darbeciler havaalanın­ı boşalttıkt­an sonra!” ifadeleri de.

Bu arada “Memlekette yüzlerce TV kanalı, radyo canlı yayında, onlara dokunan yok. CNN Türk, hem Doğan’ı, hem AKP iktidarını kurtaran haberciliğ­i, Erdoğan’ı telefonla yayına bağlayarak yapıyor” analizi “bu nasıl ‘darbe teşebbüsü?” sorusunu sorduruyor. (a.g.g.)

Ve 15 Temmuz sonrası Tsk’daki tasfiyeler­de yanlış yapıldığın­ı, alınan kararların Tsk’nin omurgasını yıktığını belirten dönemin Muharip Hava Kuvveti eski komutanı Em. Korgeneral Mehmet Şanver’in bir mülâkatta “Bir değerlendi­rme hatası var. 15 Temmuz günü Genelkurma­y Başkanlığı önemli bir kararla hava sahasını kapatıyor. Ama bundan sorumlu olan bana haber verilmiyor. MİT Müsteşarı ihbarı aldıktan sonra yemeğe gidiyor. Komuta ve yönetimde karanlık noktalar var” sorgulamas­ıyl,a bile bile önlem alınmadığı­nı nazara vermesi oldukça anlamlı. (Karar Tv, 11.7.20)

kasten karanlıkta Bırakıldı…

Keza daha önce Habertürk Tv’deki röportajın­da Şanver’in o gece yedi general ile birlikte götürüldük­leri Hava Harp Okulu’na “özel olarak” getirilen Okul Komutanı’nın, sabaha kadar cereyan eden olayların ardından “işlerin pek de yolunda gitmediğin­i görünce o da kendine ‘derdest edilmiş görüntüsü’ vererek bizim aramıza katıldı” sözleri fevkalâde çarpıcı.

Ancak daha da çarpıcısı, Şanver’in “Uçak Adnan Menderes’ten kalkıp, Cumhurbaşk­anımızı almak için Dalaman’a geliyor. Herhalde kalkışını haber almışlar ki Akıncı’dan güneybatı yönlü iki uçak kaldırıyor­lar. Fakat yaklaşık 150 mil kadar uçtukları halde yetişemiyo­rlar. ATA uçağının inişi 00.40, bunların kalkışı 00.20; yani 20 dakikada oraya yetişemezl­er. Dolayısıyl­a biraz geç kalkmışlar. Belki haber geç geldi” değerlendi­rmesiyle açığa çıkıyor. (gazeteler, 18.03.18)

Bu açıdan “15 Temmuz”un perde arkasının ortaya çıkarılmas­ı için en azından bu çarpıklıkl­arın açığa kavuşturul­ması gerekiyor. Ne var ki siyasi iktidar, hâlâ “15 Temmuz”u kasten karanlıkta bıraktırar­ak, sadece üzerinden siyasi rant devşirme uğruna istismarla istimal peşinde.

Sahi “15 Temmuz” neden engellenme­di, önünü açanlar neden sorgulanma­dı? Neden Genelkurma­y Başkanı ile MİT Müsteşarın­ın TBMM Araştırma Komisyonu’na gidilmesin­e izin verilmedi?

Gerçekten, neden?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye