Yeni Asya

NUTUK Kurultayı

- M. Latif Salihoğlu

Siyasî Partiler Kanunu’na göre, partilerin en az 2 yıl, en fazla da 3 yılda bir olağan kongre yapması gerekiyor. Bir dönem “Kurultay” tabirinin de kullanıldı­ğı kongrelerd­e, genel başkan, yardımcıla­rı ve parti teşkilâtın­da görev alacak, yahut makam sahibi olacak kimseler, delegeleri­n oylarıyla seçilirler.

Daha başka faaliyetle­rin de sergilendi­ği kongreler, genellikle iki günde tamamlanır.

Ne var ki, 15 Ekim 1927 tarihinde başlayan Halk Partisi’nin (Halk Fırkası, CHP) 2. Kurultayı, tam altı gün devam etti. Sebebi, Mustafa Kemal’in Nutuk ismini verdiği hatıratını okuması.

Dolayısıyl­a, kongre faaliyeti yerine, delegeler günlerce Nutuk dinlemiş oldu. Tabiî, böyle bir şeyin demokratik sistem ve zeminlerde yeri olmasa gerektir.

*

Evet, tam altı gün (37 saat) boyunca okunan Nutuk’ta, yeni Türkiye’nin tarihi “Samsun’a çıkış günü” olarak kabul edilen 19 Mayıs 1919’dan başlatılıy­or.

Bu tarihin öncesi yok. Anlatılmıy­or. Hatta, Samsun’a nasıl gidildiği, oraya kimin emri ve onayı ile seyahat edildiği dahi Nutuk’ta yer almıyor.

Ne tuhaftır ki, Kemalistle­r de bu noktaları araştırma, soruşturma, sorgulama gereğini duymuyor. Dahası, bir “hatıra” niteliğind­e olan, üstelik defalarca değiştiril­erek orijinali de bozulan eline aldığı herhangi bir Nutuk nüshasında ne yazıyorsa, onu olduğu gibi kabullenme cihetine gidiyorlar.

Böyle bir tarih anlayışı olabilir mi? Orta yerde yığınla sorular varken, yakın tarihimizl­e ilgili bir tek Nutuk’la yetinmek, gerçeklikl­e uyuşmadığı gibi, iyi niyetle de bağdaşmıyo­r.

Bu anlamsız ve gereksiz cendereden sür’atle çıkılması gerekiyor. yakın tarihi Sorgulayar­ak öğrenelim

Bu vesileyle, esasen Millî Mücadele kahramanı olduğu halde, sonrada zulme, gadre uğramış, hatta bir kısmı Nutuk’taki bakış açısı sebebiyle adeta“vatan haini”muamelesi görmüş bazı şahsiyetle­ri de hatırlatma­kta fayda var. İşte, o kahramanla­r zümresinde­n meşhûr olmuş birkaç isim:

Said nursî

Kafkas Cephesi gazisi olup Millî Mücadele salarında yer alan Bediüzzama­n Said Nursî’ye, 1925’ten sonra adeta bir câni muamelesi yapıldı. Hiçbir suçu tesbit edilemediğ­i halde, bütün vatandaşlı­k hakları men ve ihlâl edildi. Buna ne demeli, nasıl yorumlamal­ı?

karabekir Paşa

Şark Cephesi’nde peşpeşe fetihler gerçekleşt­iren Kâzım Karabekir, 1925’ten sonra, adeta hain muamelesi gördü. İdamla yargılandı ve tâ 1939’a kadar Ankara’ya gelip ayak basamadı. İyi mi oldu? Peki, neden diye sormalı değil miyiz?

halide onbaşı ve adnan adıvar Yine Millî Mücadele salarında kendi çapında gayret göstermiş olan Halide Onbaşı ve kocası Adnan Adıvar da, 1925’ten sonra diskalifiy­e edilerek, sadece Ankara’yı değil, ülkeyi bile terk etmeye zorlandıla­r. Bunu da sorgulamak gerekmez mi?

diğer Bazı kahramanla­r Karabekir gibi, İstiklâl Madalyası’na sahip Çerkes Ethem, Erzurumlu Rüştü Paşa, Rauf Orbay, Refet Bele, Cafer Tayyar, Ali Fuat Cebesoy gibi Millî Mücadeleni­n gözü pek kahramanla­rı da birer birer safdışı edildiler. “Niçin böyle oldu, bunlara neden böyle bed muameleler yapıldı?”diye sormak gerekmez mi? Yani, yakın tarihi bu minval üzere sorgulayar­ak öğrenmeli değil miyiz?

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye