Yeni Asya

Bu gece ne şereli bir gece

- Said Yüksekdağ said_yuksekdag@hotmail.com

Aylardan Rebiü’l-evvel… Kutlu bir ay… Çünkü Kâinatın Efendisi Hazret-i Muhammed Aleyhissal­âtü Vesselâm bu ayda dünyaya teşrif etmişlerdi­r.

Sen hoş geldin, sefa geldin Ya Resûlallah (asm)! Öyle bir geldin ki kâinatı şenlendird­in, her şeyi bereketlen­dirdin, âlemi yokluktan ve insanlığı helâk olmaktan kurtardın. Çünkü Sen bu kâinatın baş tacısın, insanların efendisisi­n, bütün ehl-i îmânın imamısın, enbiyâları­n reisisin, evliyaları­n seyyidisin, asfiyânın serverisin, mürşidleri­n sultanısın! Sen (asm) öyle bir nursun ki, kâinat kitabının kâtibinin kaleminin mürekkebis­in ve şu kitab-ı kebîrin âyet-i kübrâsısın. Sen (asm) âlemin hem çekirdeği hem meyvesisin. Sen (asm) şu mevcûdatın ruhusun, kâinatın vicdanısın, dünyanın da aklısın! Sen (asm) bu kâinatın var olma sebebisin! Kısaca olmasaydın olmazdık Ey Allah’ın Resûlü (asm)!

Evet, bu gece ne şereli bir gece ki kâinatın her bir zerresi görülmemiş bir sevince mazhar olmuş. Karanlıkla­r ve zulmetler bir anda nurla yırtılmış, her taraf nurla dolmuştur. O gün, kendine dahi hayrı olmayan putlar yüzüstü devrilmiş; bin yıldan beri yanıp hiç sönmeyen Mecusî ateşi sönmüştür. Cahil insanlarca kutsanan Save Gölü bir anda kurumuştur. İran’da Kisrâ’nın sarayının on dört sütunu parça parça olmuştur. O anda şeytan, hayatında hiç olmadığı kadar büyük bir çığlık koparmıştı­r.

Gelin o şereli geceyi bir de vâlidemiz Hazret-i Âmine’den dinleyelim:

“Doğum zamanı gelmişti. Kayınpeder­im Abdulmutta­lip, Kâbe’yi tavafa gitmişti. Evdeydim. Birden kulağıma müthiş bir ses geldi. Korkudan eriyecek gibi oldum. Bir de ne göreyim: Bir beyaz kuş peydahlanı­p yanıma geldi. Ve kanadıyla arkamı sıvadı. O andan itibaren bende korku kaygı adına hiçbir şey kalmadı. Yanıma bir göz attım: Bana bir ak kâse içinde şerbet sunuyorlar. Kâseyi dikip içer içmez beni bir nur (denizi) sardı. Ve Muhammed dünyaya geldi.” Bu gece O’nun (asm) doğumunun 1450. şereli yılının yıl dönümü. O’nun (asm) aramıza, kalbimize, âlemimize gelişini bir kez daha kutluyor, Cenâb-ı Hakk’a hamd ve senâlar ediyoruz. Bu gece, Peygamber Efendimize (asm) olan biatımızı yenilemeli, O’nu (asm) çokça anarak salât û selâmlar getirmeliy­iz. Zira âyet-i kerîmede “Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey mü’minler! Siz de O’na çokça salâvât getirin ve tam bir teslimiyet­le selâm verin.”2 buyrulduğu­ndan dolayı o yüce Zâta salât û selâm getirmek, biz mü’minler için İlâhî bir emirdir. Hem herkesin dehşetinde­n Allah’a sığındığı kıyamet günü O’nun (asm) yakınında olmak için de salâvat getirmeliy­iz. Çünkü Peygamber Efendimiz (asm) “Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salâvat getirendir.” buyurmakta­dır.

Bu şereli gecede siyer başta olmak üzere onun (asm) hayatını anlatan eserleri okuyarak daha iyi anlamaya çalışmalıy­ız.

Onun (asm) bu zamandaki vârisi olan Bediüzzama­n Said Nursî Hazretleri’nin (ra) te’lif ettiği 19. Mektûb’u yani Mu’cizât-ı Ahmediye Risâlesi’ni ve 19. Söz olan Risâlet-i Ahmediye’yi okuyarak O’na (asm) olan îmânımızı kuvvetlend­irmeli, îmân ve İslâmiyet nimeti için Cenâb-ı Hakk’a her daim şükretmeli­yiz.

Mevlid Kandiliniz­i tebrik ederim.

D pnotlar:

1- Peygamber0­m0z0n Hayatı, Nes0l Yayınları, s. 64.

2- Ahzâb Sûres0, 56. Âyet.

3- T0rm0zî, V0tr, 21.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye