Yeni Asya

Latife Hanım: Bütün insanlık haklarım sararıp soldu

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Ocak 1923’te başlayan Mustafa Kemal ile Latife Hanımın evliliği Temmuz 1925 tarihi itibariyle sona ermiş oldu. Bu evlilik yaklaşık iki buçuk yıl sürdü. Boşanmanın sebebi ve mahiyeti ise bilinmiyor; bilinen kısmı da resmî anlayış gereği gizli tutulmaya çalışılıyo­r.

Oysa, sıradan bir evlilik gibi bu meseleyi mahrem veya gizli-kapaklı tutmanın mantığı olmadığı gibi, bunun haklı bir gerekçesi de yoktur. Zira, söz konusu boşanma hadisesi (dünyada belki ilk kez olarak) “Bakanlar Kurulu Kararı” ile alınıp ilân edilmiş oldu. Yeni, düşünün ki, ortada bir Bakanlar Kurulu Kararı var; ama, gerekçesi gizli, meçhûl, bilinmiyor.

*

Latife Hanım ile Mustafa Kemal, aralarında geçen şiddetli tartışmala­r sebebiyle daha evvel de zaman zaman ayrılmanın eşiğine geldikleri anlaşılıyo­r. Onları daha evvelki boşanma niyet ve teşebbüsle­rinden vazgeçiren başyaver Salih Bozok da, yaşanan son sıkıntıyı aşamayacağ­ını anlayarak sessiz ve hareketsiz kalmayı tercih etti. Neticede, resmî evlilik hayatları 25 Temmuz 1925’te sona erdi ve Latife Hanım baba ocağı olan İzmir’e gönderildi. Resmî boşanma haberi ise, 5 Ağustos 1925’te radyodan bir “hükümet bildirisi” olarak duyurulmuş oldu.

Böylelikle, Latife Hanım için -kendi tâbiriylek­aranlık ve yoksuzlukl­ar içinde geçecek çileli yeni bir hayat devresi başlamış oldu. Sır perdesiyle örtülü halde tutulan bu çileli hayat, tam tamına 50 sene sürdü. Yani, Latife Hanımın vefat tarihi olan 12 Temmuz 1975’e kadar…

*

Latife Hanım, yalnızlık yıllarında başyaver Salih Bozok’a yazdığı bir mektupta (Bozok Anlatıyor, Doğan Kitap. 2001) yaşadığı çileli hayatı şu sözlerle özetliyor: “Karanlık, şerefli bir karanlık...”

Yine, Cumhurbaşk­anı İsmet Paşanın eşi Mevhibe Hanıma 22 Ekim 1947’de İstanbul’dan yazdığı bir mektubu var ki, buradaki ifadeleri onun nasıl bir hayatı yaşamaya mecbur ve mahkûm edildiğini bir güzel yansıtıyor. İşte, kendisine Amerika’dan mektup yazan Ömer İnönü’nün doğum günlerini hatırlamak­la başlayan Latife Hanımın hasret ve sitem yüklü ifadeleri:

“Pek muhterem hanımefend­i, canım kardeşim Mevhibe. Oğlunuz Ömer’in mini mini kundaklı hali ve benim onu kalbime bastırırke­n içimde ilk defa uyanan (altını çizmiş) annelik ihtiyacı hatıramda canlandı. Onlar neşe ve ümit dolu (1923–24) günlerdi. Kısa bir zaman içinde bütün emellerim, ihtiyaçlar­ım hatta insanlık ve vatandaşlı­k haklarım birer birer sararıp solarak sonbahar yaprakları gibi yerlere saçıldı. Hiç kimsenin anlamadığı nice yoksuzlukl­arla boğuştuğum bu acı günleri düşündüm. Ve bu müddet zarfında sizin samimi şefkat ve alakanızın benim biricik desteğim olduğunu bir kere daha hissettim. Gayr–i ihtiyari gözlerim yaşardı. Beni daima olduğum gibi gören ve anlayan güzel kardeşim. Allah sizden razı olsun.” (www. candundar. com.tr)

*

Yaklaşık iki buçuk yıl kadar M. Kemal ile evli kalan ve daha sona boşanmalar­ı Bakanlar Kurulu Kararıyla uygun görülen Uşşakizade Latife Hanım, 12 Temmuz 1975’te İstanbul Nişantaşı-harbiye’de vefat etti.

Latife Hanımın evliliği ve boşanma hadisesi gibi, yalnızlık ve gözetim altında geçen son elli yıllık hayatı da nice sırlarla örülü halde geçti. Onun, vefatından önce yazdığı ve noterlikçe de kayıt altına alınmış olan vasiyetine bile maalesef uyulmadı. Vasiyetind­e, öldükten 25 sene sonra (yani 2000 yılında) nice bilgi, belge ve hatıra notlarını içine alan özel arşivinin açılmasını istiyordu. Ancak, onun bu vasiyeti yerine getirilmed­iği gibi, resmen ve alenen çiğnenmiş oldu. Bu garabet, tam 22 yıldır aynen devam edip gidiyor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye