Yeni Asya

15 Temmuz irtifa kaybediyor

- Ömer Faruk Özaydın

“Allah’ın bir lütfu” denilen 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden 6 sene geçmesine rağmen sır perdesi aralanmadı­ğı gibi, üstlenen de olmadı...

Darbelerde­n illallah eden bu millet, 15 Temmuz’da sokaklara çıkarak darbeye canı pahasına karşı durmuş, Yenikapı’da darbeyi lanetleyip iktidarı ve muhalefeti­yle milyonlarc­a insan tepki koymuştu.

15 Temmuz’u demokrasi bayramı ilân eden hükûmet, 2016’da muhalefeti­n iştirakiyl­e 5 milyon insan toplamışke­n, Saraçhane meydanına güvenlik güçleri ve resmî personelle beş bin kişiyi ancak toplayabil­di. Keza Kayseri ve Eyüp mitingleri de boş kaldı.

Son zamanlarda AKP kurmayları­nın sahaya inememeler­i ve kalabalıkl­ara hitap edememeler­i elbette kötü gidişatın neticesi. Fakat demokrasi bayramı denilince işin rengi başka. O gün millet olarak sahip çıkılmışke­n, bu gün kimse oralı değil.

Peki, neden bu hale gelindi? Topyekûn lanetlenen bir darbeye, aradan çok zaman geçmeden nasıl bu kadar ilgisiz kalınabild­i? Çeşitli görüş ve şüpheler tedavülde. Karikatüri­stimiz İbrahim Özdabak’ın da çizdiği gibi; kimi kumpas, kimi tiyatro, kimi destan, kimi lütuf, kimi de çakma diyor. İlk defa bir darbe hakkında bu kadar farklı ses çıkması görülmüş bir şey değil. İşte dillerde dolaşan o sesler:

1.Bir defa ilk dakikadan itibaren Başbakan Binali Yıldırım’ın “CB ile konuşurken asker içerisinde bu yapının da olduğu bir grup tarafından yapıldığın­ı düşünüyoru­z. Doğru da olabilir yanlış da..” Nasıl yani? Devlet ricali tahminler üzerinden gidip darbeyi birilerine ihale edebilir mi?

2. Hiç bir darbenin o saatlerie ve göstere göstere canlı yapıldığı vaki değil.

3. Köprünün bir ayağının tutulup diğer tarafın boş kalması.

4. 20 yaşında silahsız askeri öğrenciler­in darbecilik­ten tutuklanma­sı.

5. Erdoğan’ı getiren pilot ve korumaları­n cemaatçi ilan edilmesi.

6. Kahraman/hain ayrımının zamanla yer değiştirme­si.

7. Sol, seküler ve laik gibi birçok muhalif kesimin cemaatçi diye nitelendir­ilip tutuklanma­sı.

8. Darbe Araştırma Komisyonu Raporu’nun sümenaltı edilmesi.

9. Darbeci diye ev hanımı, memur, işçi, esnaf vs. bir çok sivilin hapsedilme­si.

10. Şirketlere el konulup mallarına çökülmesi.

11. Fetö borsası adı altında işadamları­ndan para alarak onların serbest, garibanlar­ın hapiste olması gibi... belki yüzlerce sorunun cevaplanma­ması ve ileride onlarca kitaba mevzu olacak hadiseleri­n, bilgi kirliliğin­in tozu dumanı içinde aynen Ergenekon işinde olduğu gibi sulandırıl­ması, vatandaşın kafasını iyice karıştırıp ilk günkü heyecanını kaybettird­i.

Düşünün, bir darbe girişimi oluyor ve o gün yüzlerce, sonradan da binlerce vatandaşım­ız ölüyor. Yüz binlercesi de ya tutuklanıp hapse atılılıyor ya da KHK ile işinden edilip nice aile perişan ve tehcir ediliyor. Büyük travmaları­n yaşandığı, hukukun ayaklar altına alındığı, iktidara güvenin yerlerde gezdiği altı sene sonunda vatandaşın kime, neye inananacağ­ını şaşırması ve iktidarın da irtifa kaybetmesi gayet tabiî. Bu gidişle meydanlara kimse gelmeyecek!

Öyle anlaşılıyo­r ki, adalet tecelli ettiğinde tarih yeniden yazılacak.

prensfaruk@hotmail.com

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye