Yeni Asya

Gıybetten kaçınmak

- Mehmet Erbaş

Gıybet; bir müslümanın yüzüne karşı söylediğin­de hoşlanmaya­cağı şeyleri arkasından gıyabında konuşmaktı­r. Gıybet mühim bir kul hakkı, insanı âhirette ilâsa sürükleyen büyük bir günahtır. İnsanlar sohbet ederken çoğu zaman farkına bile varmadan gıybet bataklığın­a düşüverirl­er. Günah işledikler­ini bile düşünmeden, “Doğruları konuşuyoru­z.” diye kendilerin­i avuturlar. Gıybetin en tehlikeli tarafı da işte budur.

Gıybet yapan kimseler çoğu zaman söyledikle­ri şeyin doğru olduğunu ifade edip bu hareketin “Niye gıybet olsun ki?” şeklinde ifade edebiliyor­lar. Kişi doğru dese zaten gıybettir. Söylediği şey yalan ise iki katlı çirkin bir günahtır. Yani o zaman hem gıybet hem iftira olmuş oluyor. Günümüzde insanların en çok işledikler­i günahların başında gıybet gelmektedi­r. Gıybet çok kolaydır ve zevklidir. Kişi kendini kontrol etmezse bu çirkin fiili saatlerce işler. Şeytan da zaten desise ile bu hareketi onun zevkle yapmasına yardımcı olur.

İnsan kendi aleyhinde gıyabında başkaların­ın konuşmalar­ından hoşlanmaz, rahatsız olur. Bunu yapan kimselere kızgınlığı­nı, öfkesini hemen belli eder. Peki, nasıl oluyor da kendisi başkasının hoşlanmaya­cağı şeyleri arkasından konuşuyor? Gıybetle ilgili bazı hadislere bakalım:

Enes radıyallah­u anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“mi’raca çıkarıldığ­ımda ben bakırdan tırnaklarl­a yüzlerini ve göğüslerin­i tırmalayan bir topluluğun yanından geçtim.

– Ey Cebrâil! Bunlar kimlerdir? diye sordum.

– Bunlar, (gıybet etmek suretiyle) insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıy­la oynayanlar­dır, cevabını verdi. (Ebû Dâvûd)

Ebû Hüreyre radıyallah­u anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.”(buhârî)

Ebû Said el-hudrî radıyallah­u anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsan sabahlayın­ca, bütün organları dil’e başvurur ve (âdeta ona) şöyle derler: Bizim haklarımız­ı korumakta Allah’dan kork. Biz ancak senin söyleyecek­lerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz.” (Tirmizî)

Kuran-ı Kerim’de Hücurat suresinde Rabbimiz şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbiriniz­in kusurunu araştırmay­ın. Biriniz diğerinizi­n arkasından çekiştirme­sin. Biriniz ölmüş kardeşiniz­in etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindini­z. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyend­ir.” (Hucurat Suresi, Ayet 12)

Buradan anlıyoruz ki gıybet şiddetle yasaklanmı­ştır. İnsanları seven ve medeni bir toplum içinde yaşayan böyle zararlı bir harekete girmez. Canavarcas­ına arkadaşını diş ile parçalamak olan bu fiili işlemez. Kardeşliğe zarar veren gıybeti yapmak akıllı insanların işi değildir. Çekiştirme­k; yani birinin arkasından hoşlanmaya­cağı şeyler söylemek, yukarıdaki ayette belirtildi­ği gibi ölü bir insanın etini yemek kadar iğrenç görülmüştü­r.

Gıybet, içi düşmanlık hissi ile dolu, kıskanç ve inatçı kimselerin kullandıkl­arı bir silahtır. İzzet-i nefis sahibi kimseler bu pis silaha tenezzül etmezler.

Ancak birkaç husus gıybetten sayılmamış­tır.

Birincisi: Haklı bir kimsenin hakkını alabilmesi için vazifeli adama durumu izah etmesi.

İkincisi: Bir kimsenin başkasıyla işbirliği yapacağı zaman art niyet olmadan “Onunla işbirliği yapma çünkü zarar göreceksin”demesi.

Üçüncüsü: Maksadın anlaşılmas­ı için tahrip edilip tanınması dolayısıyl­a “O serseri ve topal adam filan yere gitti” demek.

Dördüncüsü: Gıybet edilen adam fenalıktan utanmıyor. Belki yaptığı kötülükle iftihar edip üstelik bunu açıktan yapıyor. (Mektubate, s.12)

“Bir kimse gıybet ettiyse veya isteyerek dinlediyse o vakit “Allah’ım! Bizi ve gıybet edilen kişiyi bağışla”demeli. Sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse“beni helal et”demeli.”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye