AKP casinosu kaybediyor
AKP, daha kurulurken görünmeyen ittifaklara kapıyı açmış; demokrat ve dindar isimlerle yola çıkmış, Batı’nın ılımlı İslam projesine uygun hale getirilmişti.
2002 Kasım seçimlerine Genç Parti plasesiyle; DYP, ANAP, MHP baraj altında kalmış, AKP yüzde 34 ile meclis çoğunluğunu alarak iktidara gelmişti.
Çıraklık, kalfalık derken ustalık döneminde daha geniş bir kitleyi içine almayı başarmış, şöhret olmuş sanatçı, sporcu, hoca ne varsa AKP anaforuna çekmişti.
Demokrat Parti’nin başındayken hitabeti kuvvetli, AKP ve Erdoğan’a en ağır eleştirileri yapan, parlayan yıldız olan Süleyman Soylu, 2012’de AKP’YE geçerek Erdoğan’ın en yılmaz müdafii, kurşun askeri oldu ki Dp’yi yüzde 4 seviyelerine indirdi, ondan sonra da 1’lerin altına…
Yine yükselen değer; Saadet Partisi’nden ayrılıp HAS Parti’yi kuran Numan Kurtuluş, iki sene içinde partisini feshedip AKP’YE katılmış ve Başbakan yardımcılığına getirilmişti.
2014 mahalli seçimlerinde Doğu’da elinde Kur’an sallayarak dindar Kürt seçmen, Risale-i Nur sallayarak Nurcular konsolide ediliyordu. O günden sonra Nurcular (Yeni Asya hariç) Erdoğan’ı “siyasî müceddit”! ilân ettiler.
İktidara yapışmış veya yapıştırılmış olan AKP, gücün verdiği zehirle 17/25 Aralık tarihin en büyük yolsuzluk operasyonunda foyası dökülünce 7 Haziran seçimlerinde gerilemeye başladı. Fakat çıkan terör hadiseleri münasebetiyle güvenlik hassasiyeti işletilerek
millet partisi diriltilmiş, MHP/AKP nikahı kıyılarak, yeniden yükselişe geçmişti, ancak o günden sonra da millete kıyıldı.
Hızını alamayan AKP, Ergenekoncular (Perinçek) ve göz göre göre ölen (yine başka bir yıldızı yükselen) Muhsin Yazıcıoğlu’nun yerinde Destici’li BBP ile, başkanlık gelmeden ittifak kurdular. Diğer yandan16 Nisan’la “Artık kimse belimi bükemez senelerce koltuk bende” diyerek yüzde 51 getirilince, karşı ittifaka da zemin hazırlanmış oldu.
Mhp’nin başına geçmek isteyen ve potansiyel güç görünen tecrübeli siyasetçi Meral Akşener’in yargı vesayetiyle önünü kesilerek MHP kongresini iptal ettirdiler. Bunun üzerine Akşener İYİ Parti’yi kurarak muhalefetin güçlenmesinde önemli rol aldı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile yol haritası çizerek DP ve Sp’yi de içine alan Millet İttifakı’nı kurdular. Daha sonra Gelecek Parti ve DEVA Partisi de ittifaka girmiş ve adı Altılı Masa olmuştu.
Böylelikle Millet İttifakı tam hedefe oturmuş oldu. Önce Saadet Partisi’nin “abi”lerinden Oğuzhan Asiltürk’le vurmak istedilerse de kader Asiltürk’ü ahirete çekince planları akim kaldı. Pabucun pahalı olduğu görülünce güya muhalif, çeşitli partiler kurdurularak saraya bağladılar. “Ve adam kazandı” lakaplı Muharrem İnce ile “CHP Kemalist değil” diyerek Memleket Partisi’ni, İYİ Parti’den Ümid Özdağ’a Zafer Partisi’ni, Mustafa Sarıgül’e Değişim Partisi’ni kurdurttular ve Fatih Erbakan’lı Yeniden Refah Partisi’ni salarına çektiler. Her şeye rağmen baktılar olmuyor, teörist dediği HDP ile kapılar aralanırken, “seni başkan yaptırmayacağız”dediği için senelerdir hapiste tutulan Selahaddin Demirtaş’a özel jet ve helikopterle hastalığı için babasını ziyarete gönderdiler. Hüdapar kontakları, APO mektubu, Osman Öcalan’ın TRT’YE çıkartılması da düşünülürse mideleri bayağı genişlemiş.
O kadar ki bu defa yerli ve millî sloganıyla İYİ Parti’ye kanca atmaya çalıştılar. Akşener de: “Kumar masasında işimiz yok” diyerek kapıyı kapattı. Ancak iktidar casinosu için yeni oyunculara ihtiyaç var.
Ergenekondan hapis yatmış eski CHP’LI M. Ali Çelebi, Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal ve Çiller’i de hesaba katarsak demek ki masada çok şey kaybetmişler!