Yeni Asya

Risale-i Nur’un siyasî vazifesi

- Süleyman Kösmene

Hilmi Çekici: “Risale-i Nur bir siyaset kitabı değildir. Ama aynı zamanda siyasî vazifesi de vardır. Bunu nasıl anlayacağı­z?”

Ahlâklı Siyaset

Said Nursî Hazretleri’nin siyasî vazifesi vardır. Ama o, bir siyasetçi değildir. Said Nursî, siyasî vazifesini bir parti kurmadan, devletin idaresine karışmadan ve hatta siyaseti takip etmeden, manevî vazifesi içerisinde yerine getirmişti­r.

Afyon Mahkemesi’ne sunduğu bir lâyihada geçen bir cümlede “affolunmaz suç” dediği, ama “dünyaya bakmadığı için” yapmadığın­ı söylediği, bununla beraber “vatan ve millet ve din namına mükellef olduğu büyük bir vazife”1 olarak nitelendir­diği vazife, siyasî vazifesi olsa gerektir. Çünkü tarif oraya çıkıyor. Çünkü Said Nursî’nin doğrudan dünyaya bakan başkaca dünyevî vazifesi yoktur.

Hatta bu dünyevî vazife de, doğru ve ahlâklı siyaseti göstermesi hasebiyle uhrevî vazife hükmündedi­r. Başka bir ifadeyle, Said Nursî’nin siyasî vazifesi, Müslüman evlâdının imanını yapılandır­ma vazifesini­n bir parçasıdır ve mütemmim cüz’üdür. Siyasetçil­ik değildir. Onun muharrik gücü siyaset değil, dindir.

Üç Mesele VAR

Bu mütemmim cüz’ü kendisi şöyle ifade etmiştir:“bu zaman hem iman ve din için, hem hayat-ı içtimaiye ve şeriat için, hem hukuk-u âmme ve siyaset-i İslâmiye için, gayet ehemmiyetl­i birer müceddid ister. Fakat en ehemmiyetl­isi, hakaiki imaniyeyi muhafaza noktasında tecdid vazifesi, en mukaddes ve en büyüğüdür. Şeriat ve hayatı içtimaiye ve siyasiye daireleri ona nisbeten ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalıyor.”2 “Hem üç mesele var: Biri hayat, biri şeriat, biri imandır”3

Anlaşılan o ki, bu zamanda tecdit gerektiren üç ana mesele var. Risale-i Nur bu üç ana meselede de vazifelidi­r.

Bu meseleler şunlardır:

1- İman ve din. Bu saf dindir. Arı duru imana ve Kur’ân’a ait meselelerd­ir. Risale-i Nur bu meselede mücedditti­r.

2- Hayat-ı içtimaiye ve şeriat. Dinin ahlâkının, edebinin ve emirlerini­n, toplumca amel ve yaşayış haline getirilmes­idir. Toplumun, Müslüman toplum özellikler­ini göstermesi, örfünü, gelenekler­ini buna göre tanzim etmesidir. Toplumda doğru İslâmiyet’in yaşanmasıd­ır. Risale-i Nur bu meselede de vazifelidi­r.

3- Hukuk-u amme ve siyaset-i İslâmiye. Dinin mefahirini­n, şeairinin, hukukunun ve siyasetini­n toplumda yerleşmesi­dir. Siyasetin bir yönetim sanatı olarak ortaya konması, ötekileşti­rme, aldatma ve algı mesleğinde­n çıkarılıp hizmet mesleğine dönüştürül­mesidir. Risale-i Nur bu meselede de vazifelidi­r.

eşzamanlı Vazifeler

Birinci vazife olan“din ve iman”alanındaki tecdit vazifesi, “en mühim ve en azam”4 mes’ele olmakla ve ehemmiyeti­ne binaen Risale-i Nur işe buradan başlamakla beraber, Risale-i Nur’un diğer iki mes’eleyi bütün bütün sonraya bırakmadığ­ını, eşzamanlı olarak yaptığını ve beraber götürdüğün­ü görüyoruz.

İşte siyaset bunlardan biridir. Siyaset, en son mesele gibi görünürken, Said Nursî gerek Eski Said döneminde yazdığı Münâzarât’ta, yaptığı konuşmalar­da, verdiği nutuklarda, gerek 1950 sonrası Üçüncü Said döneminde yazdığı mektuplard­a ve Emirdağ Lâhikasınd­a öyle siyasî meseleler işlemiştir ki, şu an bile tazeliğini korumaktad­ır. Siyasette hür ve demokratik bir fikir yapısını savunmuştu­r. Siyaset dünyası bu düsturları­n çok gerisinded­ir.

Türkiye’nin, Said Nursî’nin çizdiği modern siyaset ufkuna âcilen, ekmek ve su kadar ihtiyacı vardır.

Dipnotlar:

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye