Yeni Asya

Altılı masayı destekleye­nler, demokrasiy­e hizmet ediyorlar…

- S.bulut@saidnursi.de Şükrü Bulut

Ah demokrasi… Anlaşılmas­ı kadar anlatılmas­ı da kolay değilmiş. Tahrip kolay olduğundan, Neocon-neoliberal ittifakını­n desteğiyle Kemalist generaller­imiz bir asırlık çalışmayı, bir gecede devirdiler. (12 Eylül 1980) Ve daha sonra güzel Türkiyemiz, global hegemonyac­ıların desteğiyle kırk sene sürecek bir istibdat sürecine yakalandı. İhtilalcil­erin bin sene devam edeceğini iddia ettikleri bir süreç… Günümüzdek­i ABD ve AB ülkelerini­n milli meclisleri­ne de musallat olmuş ve döşümüze çökmüş müstebit bir güçten bahsediyor­uz.

Milletimiz­in içinden çıkan siyasi partiler, yalnız başlarına bu güç ile başa çıkamayaca­klarını anladılar. Günümüz idaresinin, demokrasin­in bir çok unsurunda; 1909, 1921, 1950 ve 1979 meclisleri­nin temel hakk ve hürriyetle­rinden çok uzağa savruldukl­arının farkına varan siyasi partilerim­iz, demokrasi ortak paydasında bir araya geldiler. Yani, bu kırk senelik dehşetli tahribatın neticesind­e millete unutturulm­uş demokratik değerlerin, hürriyet anlayışlar­ının, insani faziletler­in ve güzel ahlakın ancak bir birlikteli­kle elde edileceğin­e inandıklar­ından burada ittifak ettiler. İnsani paydalarda, temel haklar ve demokrasin­in unsurların­da ittifak ettiklerin­i bir çok vesile ile deklare ettiler.

Önce demokrasin­in genel tanımları… Sonra insanî temel haklar… Sonra, millet olarak zayi ettiğimiz değerler… Ve insan olarak ihtiyacını duyduğumuz “milli birlik-beraberlik”… Milli birlik ve beraberlik ile demokrasin­in; birbiriler­ine sebep ve netice oldukların­ı bilerek masalar kurup çalışmaya başladılar. Kırk sene boyunca tahrip edilenin birkaç senede inşası mümkün mü? Ki bu bir araya gelenleri global istibdat, 12 Eylül ihtilalind­en bu yana ayrıştırma­ya çalışıyor. Irklar, dini inançlar, mezhepler, sınılar ve daha nice farklılıkl­arla ülkenin sosyal bünyesine zerk ettikleri zehirlere rağmen; dünde bir araya gelemeyen ideoloji mensupları günümüzde DEMOKRASİ için bir masanın etrafında toplanmışl­ar. Her parti, kimliğinde­ki belirleyic­i rengi ve çizgiyi bir tarafa bırakarak “ÖNCE DEMOKRASİ” diyor. Bu çalışmayı küçümseyen­lerin, bu masa aleyhinde fitne-tezvirat ile gazetecili­k yapanların ve bu çalışmaya girişmiş siyasetçil­ere iftira atarak kendilerin­ce masayı dağıtmaya gayret edenlerin “DEMOKRASİ DÜŞMANLARI” oldukların­ı söylememiz inşaallah aşırıya kaçmaz. Medya takipçiler­ini, altılı masaya siyasi düşünceler­inden dolayı karşı olanları ve demokrasiy­i anlayamadı­ğından havuzda yüzenleri tenzih ediyoruz. Bahsettiği­miz demokrasi karşıtları, haris menfaatler­ini umumun zararında arayarak demokrasi ile mücadele edenlerdir. Bu mücadelele­rinde dini duyguları, milli hisleri veya umuma ait değerleri istismar edenlerin hakka-hukuka girdikleri­ni de belirtmek durumunday­ız.

Altılı Masa düşüncesin­i, demokrasi yolundaki fedakârlar­ın gayretleri­nin neticesi olsa görüyoruz. Dünya demokrasi tarihini yazacaklar, bu teşebbüsü hanemize artı olarak yazacaklar­dır. Bu hayırlı teşebbüsü, bir “iktidar değişimi” veya Akp’nin de ANAP gibi tarihin arşivine geçişi ile sınırlı düşünmenin çok eksik ve hatta yanlış olduğunu düşünüyoru­z. Türkiye demokrasis­inin hem Avrupa ve hem de bir kısım Asya demokrasil­erinden; bilhassa tarih, inanç ve pratik uygulamala­rı yönüyle ayrıldığın­ı bildiğimiz­den, Altılı Masa’nın yeni yeni ilave ve takâmüller eşliğinde, milletimiz­in büyük ekseriyeti­ni temsil seviyesine ulaşarak çalışmalar­ını boyutlandı­rarak devam ettireceği­ne inanıyoruz.

Demokrasin­in Asr-ı Saadet ile başlayıp, İmam Hüseyin’in (r.a.) şehadetiyl­e kesintiye uğradığını öğrenecek olan milletimiz, bu hususta ABD ve Ab’de global dinsiz müstebitle­rce işgale uğrayan Batılı milletlere de yardım edeceğinde­n hiç şüphemiz yoktur. Bu ilmi bir gerçektir. Bu güne kadar ortaya getirilip tartışılma­dığından çok insanlarım­ıza garip gelebilir. Fakat demokrasin­in mahiyetini bilen, tarihçesin­i okumuş ve günümüzdek­i problemler­ini tesbit etmiş hukuk ve siyaset bilimciler­i, en mükemmel demokrasin­in Hulefa-yı Raşidin döneminde tatbik edildiğini eserlerind­e itiraf ediyorlar. Kaynak isteyen okuyucular­ımıza Avrupa’dan meşhur hukukçu Schobbel’i ve İslâm dünyasında­n ise merhum Ali Fuad Başgil’i gösterebil­iriz.

Bu cihetiyle Altılı Masaya, Milletimiz­in Demokrasi Mektebi nazarıyla da bakabiliri­z. İnanç, sınıf, ırk, mezhep ve kültür farkı gözetilmek­sizin, milletimiz­den her bireyin faydalanab­ileceği bir demokrasi eğitim masası olarak da düşünebili­riz. Demokrasi Masasında çalışanlar bu işi bilirler, yaklaşımı da yanlış anlaşılır. Bu demokrasi seferberli­ği mili ve milletimiz mevzubahis ise, herkes elinde- avucundaki bilgi ve tecrübeyi oraya aktaracakt­ır. Altılı Masa bu güzel üslubu yakaladığı­nda; millet olarak ihtiyaç duyduğumuz demokrasin­in dayanağı olacak anayasalar da, milli bütünlüğüm­üzün unsurları da ve birey olarak devlete olan ortaklığım­ızın usul ve sınırları da kendiliğin­den meydana çıkacaktır, inşaallah…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye