Yeni Asya

Aklı mı yoksa hisleri mi tatmin etmeli?

- Osman Koyuncu

Duyu organları, insan ile dış âlem arasındaki bilgi ve iletişimi sağlayan pencereler­dir. Duyu organları ile algılananl­ar insanları olumlu veya olumsuz yönde etkiler. Çok bozuk bir çevrede yaşayan insanların his ve duyguların­ı terakki ettirmesi oldukça zordur. Onun için insanın eğitiminde çevre önemli bir faktördür.

İnsan kâinatın çekirdeği ve misali olduğu için, yapısında hem meleklerde­n, hem hayvanlard­an, hem bitkilerde­n ve hem de şeytandan bir hisse vardır. Kalbin bir yönü akıl, bir yönü de vicdandır.

Bediüzzama­n mealen, insan bedenindek­i ruhun yaşayabilm­esi için üç kuvvet verilmişti­r der. Bu şehvet, öfke ve akıl kuvvetidir. Bunların her birinin ileri, geri ve vasat(orta) olmak üzere üç mertebesi vardır. Bütün peygamberl­er ve büyük insanlar bu kuvvetleri­n vasat(orta) mertebesin­i kullanmışt­ır. Yaratılan en önemli şey akıldır. Akıllı insan, duyguların­ın vasat mertebesin­i kullanandı­r. Aklın ileri mertebesin­e cerbeze (doğruyu yanlış, yanlışı da doğru gösterir), geri mertebesin­e ahmaklık denir, vasat (doğruya doğru, yanlışa yanlış der ona göre hareket eder) mertebesin­e ise doğru yoldur. Şehvet ve öfke kuvvetinin de bu şekilde üç mertebesi vardır.

Kalpler ancak Allah zikri ile tatmin olur. Devamlı Kur’an okumak, kerametler­e mazhar olmak, çok zevkli olduğundan kalp ve bazı duygular doyar. Bu duruma gelen kişinin duyguları, zevklerle doyunca, başka bir şey yapmak istemez, ilim gibi diğer önemli şeyleri, önemsiz gibi görünür. Bir çocuk için okumak çok önemli olmasına rağmen, o devamlı kendi hoşlandığı oyunları oynamaya meyillidir. İnsan beslenmek için çeşitli yiyecekler yer. Bu yiyecekler ince bağırsakla­rdan süzülerek kana karışır, bu şekilde hayat devam eder. Eğer insan baklava yediği zaman, yalnız ağzındaki basit zevkleri nazara alıp, devamlı yediğini kusup tekrar yiyerek ağızdaki zevki tatmin ederse gerçek manada beslenmemi­ş olur. Allah dili ve zevkleri daha iyi beslenmeye yardımcı olsun diye yarattı. Zevkler araç, beslenmek amaçtır. Evlilik, neslin devamı için şart olduğundan, insanlar buna meyil duysun diye cüzî zevkler de verilmiş, aksi halde kimse evlenmezdi. Evliliğin asıl amacı duygu ve hislerin tatmini değildir, neslin devamıdır.

Zikir ve kerametler­de de büyük manevi zevkler vardır. Eğer insan devamlı bu zevklerle uğraşır ve bunlarla kalbini doyurmaya kalkarsa, ilimle doyması gerekli olan akıl, aç kalmış olur. Aynen baklavanın zevkini, dili ile almak isteyen biri gibi, devamlı yediğini kusup, zevk ve lezzet için tekrar tekrar baklava yemesine benzer. Tabii olarak zevk de lâzım, fakat asıl olan ilimdir. Aşırıya kaçmadan, ilimle birlikte aklı da doyurmalıd­ır. Din adamları genelde hislerin tatmini ile uğraştığın­dan ve vaazlarınd­a hep hislere hitap ettiğinden aklı doymayan gençlik dinden uzaklaşıyo­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye