Tekrar ediyorum: Futbol sadece futbol değildir
Dünya Futbol Kupası’nın ev sahibi Katar, böylesine büyük bir uluslararası etkinliğin hazırlıkları ve potansiyel riskleriyle başa çıkmak için diğer ülkelerle güvenlik ve eğitim alanlarında birlikte çalıştı.
Katar Dünya Kupası Güvenlik Operasyonları Komutanlığı’nı kurarak bir güvenlik stratejisi geliştirdi. Spor Kalabalığı Güvenliği başlığıyla eğitimler ve tatbikatlar yaptı. Bu kapsamda Katar güvenlik güçlerine, Avrupa Polisi Europol tarafından seminerler verildi. Ayrıca aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Pakistan’dan oluşan Katar’ın hava sahasını ve karasularını terör ve diğer tehditlere karşı korumak için Dünya Kupası Kalkanı adıyla yapılanmaya gidildi.
Birde Katar 23-27 Ekim tarihlerinde Suudi Arabistan, Kuveyt ve Ürdün’ün de yer aldığı ortak güvenlik tatbikatları düzenledi. Tatbikatlara“vatan”ismi verilerek, 32 bin devlet ve 17 bin de özel güvenlik görevlisinin eğitimi sağlandı. Ayrıca Katar ile Aralık 2017’de imzalanan “Büyük Ölçekli Etkinliklerin Düzenlenmesinde İşbirliği Protokolü” gereğince, Türkiye Polis Akademisi’nde 2020’den itibaren 960 Katar polisine Dünya Kupası hazırlıkları çerçevesinde muhtelif alanlarda eğitimler verildi. Bununla birlikte Katar, güvenlik hususunda NATO, Slovakya ve Romanya gibi ülkelerle de işbirliğine gitti.
Dünya Kupası, Katar’a eğitim, tatbikat, bilgi ve teknoloji aktarımı sayesinde iç güvenlik uzmanlığını pekiştirmek için eşi görülmemiş fırsat sunuyor. Birde bu uluslararası etkinlik, Katar’a kendisini bir“ulus”olarak dünyaya gösterme imkânı veriyor. Güvenlik eğitim ve tatbikatlarına“vatan” adının verilmesi, Katar’ın son 10 yılda açıkça izlediği ulus inşa politikasının sonucu. Katar bu amaçla 2017’de “Ulusal Vizyon 2030” stratejisini benimsemişti. Ülkenin nüfusu 31 Ekim 2022 tarihi itibariyle 3 milyon 200 bin 80 kişi. Ancak nüfusun yüzde 60’ını çalışmak amacıyla ülkede bulunan Hindistanlı, Pakistanlı ve Güney Asyalılar meydana getiriyor. Anlaşıldığı üzere Katarlılar, kendi ülkelerinde azınlıktalar. Böylece Katar’ın ulus inşa politikası daha iyi anlaşılıyor.
Hatta ülkenin Milli Futbol Takımı, ulus inşasının önemli bir örneği. Katar Milli Takımı’nda eskiden beri yabancı oyuncuların yer alması bir “sosyal milliyetçilik” göstergesi. James G. Kellas’a göre “Sosyal milliyetçilik, kendisini ortak kökenden ziyade sosyal bağlar ve kültürle tanımlayan bir ulus milliyetçiliğidir. Sosyal milliyetçilik paylaşılan ulusal kimlik duygusunu, toplumu ve kültürü vurgular. Ancak yabancılar ulusla özdeşleşirlerse ve ulusun özelliklerini benimserlerse ulusa dahil olabilirler”. Eric Hobsbawm da“uluslararası sporcunun bir ulusun geleneklerinin, değerlerinin ve inançlarının ‘birincil ifadesi’ olduğu iddiasındadır”. Dolayısıyla Katar’ın ulus inşa sürecini bir nevî sosyal milliyetçilik üzerinden yürüttüğü de muhtemeldir.
Dünya Kupası’nın ev sahibi Katar’ın, güvenliği sağlamak için teknik ve uzmanlık yardımı aldığı biliniyor. Ancak nüfusun büyük bölümü Katarlı olmayan sosyo-ekonomik yabancı çalışanlara dayanan Katar’da, toplumsal aidiyet duygusu olmadan güvenliğin de sağlanamayacağı ihtimallerdendir. Bundan dolayı ülkede 2013’te zorunlu askerlik uygulaması getirilmiştir. Hem zorunlu askerlik hem ulus inşa süreci hem de Dünya Kupası hazırlıklarında güvenlik tecrübesinin geliştirilmesi, Katar’ın iç güvenlik yeteneklerinin ve “Vatanseverlik” duygusunun geliştirilmesinde olumlu etkisi yadsınamaz.
Böylece Katar’ın Dünya Kupası üzerinden güvenlik, ulus, vatanseverlik, aidiyet ve toplumsal yapısı gereğince sosyal milliyetçilik inşa ettiği kuvvetle muhtemeldir.