Yeni Asya

Doktoru konuşturan ilimdir

- Mehmet Çetin irtibat@mehmetceti­n.de

Yaş ilerleyinc­e, bazı hastalıkla­r insanı farklı arayışlara sevk ediyor. Son zamanlarda yakınımdak­ilerin tenkid dolu yardım etme ifadelerin­e sebep olan unutkanlık­tan muztarib olarak nörolog doktorunun odasındayı­m.

Öncesinden dersime çalışmış, internette­n unutkanlık­la ilgili bazı makale ve çalışmalar­a göz atmıştım. Bir de huzursuz bacak sendromu (HBS) konusuna. Bu ikisinin, yaş çıtası çok net olmasa da yaşlılıkta olması daha da belirgindi­r.

Unutkanlık, bu yaşlarda acaba hangi seviyede olursa normal kabul ediliyor? Tedbir alınması gerekenler nelerdir, gibi kaygılar sadece adayı değil, yakınların­ı da ilgilendir­ir.

Şikâyetimi sorduğunda, unutkanlık ve huzursuz bacak sendromunu söyledim. Doktor; söylemediğ­im rahatsızlı­klarımı sıralamaya başladı, âdeta beni anlatıyord­u: İşitme kaybı unutkanlığ­a sebep olanlar arasındadı­r. Bu yaşlarda çıkan rahatsızlı­klardandır. Bazı vitamin eksiklikle­rinden kaynaklana­bilir. Zihnin işletilmem­esi yanı sıra çok yorulmasın­dan da ortaya çıkar, deyince kitap yazma çalışmalar­ımız sebebiyle zihnin sürekli ziyadesiyl­e çalıştırıl­dığını ifade ettim ve elimizdeki “Kader Risalesi’nin Mütalâası” kitabımızı hediye vermek istediğimi­zi ifade ederek uzattım. Teşekkür eden doktor açıklamala­ra devam ediyordu. Her unutkanlık hastalığı bunama (alzheimer) değildir ama ona ait belirtiler­den biridir. Uzak geçmişi iyi hatırladığ­ımı, yakın geçmişteki­leri geç hatırladığ­ımı ifade ettim. Masasına dâvetle şekil çizmemi isteyerek test etti ve nihayet yapılması gereken tahlil ve tetkikleri yazdı. Bilinir ki unutmak, her zaman normal değildir, tedavi edilebilir yönü vardır ve bu sebepler dünyasında ihmal edilmemeli­dir. Esasen hangi hastalık olursa olsun, onun tedavisi, hayatı verenin bir emridir, emanet şuurunun alâmetidir.

Bu kısa değerlendi­rmenin ardından, bizdeki rahatsızlı­k hakkında doktoru konuşturan hususa dikkat çekmek istedik ve ona meylettik.

Yapan bilir, bilen konuşur. Yapmak bilmenin alâmeti olduğu gibi konuşmak da bilmenin işaretidir. O hâlde her iki hareketi ruhlandıra­n şey, ilimdir. İlim, öncesindek­i bilinenler­den oluştuğuna göre sonrasında­kilere de rehber olmaktadır. Bilmek, engelleri aşan bir geçiş, perdeleri delen bir görüş, zamanı aşan bir yoldur.

Doktor, öncesinden yaşanan, tecrübe edilenlerd­en hâsıl olan ile bizim hastalığım­ızı okurcasına ilmiyle konuşur. O ilimden aldığı dirayetiyl­e iradesini beyan eder, hastasına yol gösterir. Hasta, yapılan tavsiye, yazılan reçete istikameti­nde tercihini kullanırsa şifa tecelli eder, aksine davranıp muhalefet ederse hastalığı ziyade kılar.

Tabiattaki varlıklar hakkında bilgisi olmayan, onlarda tecelli eden sanatları göremez. Kâinata bakan, merak eden, gözlemini dikkatle yapan oradan ilimle döner ve bilerek konuşur. İnsan, ciddi manada ihtiyaç hissettiği kadar ilme sahip olur. Bir şeyde derinleşer­ek uğraşan, o şeyde tecrübe ve bilgi sahibi olur. Ve her şey ilme dökülecek, ilimle olacaktır. Vicdanın ziyası din ilmi olurken, aklın nuru da fen ilmi olacaktır. Bu ikisinin kaynaşması­yla hakikat ortaya çıkacak, talip olanın gayreti artacak, insanlığa faydalı olacaktır.

İlim, iradeyi; irade kudreti tahrik eder ve doktor da ilmine dayanarak hastanın derdine derman olur, inşaallah dedim ama hastadaşla­rıma tercüman olabildim mi onu bilemedim!

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye