Öğretmenlere saygı
Öğretmenler günü geldiğinde, kendilerine metiyeler dizilen, süslü ifadelerle gönlü alınmaya çalışılan bizler bu sahte tavırlardan haberdarız. Bizler, ne bir çicek ne de süslü ifadeler istiyoruz. Bizler sadece saygı ve itibar görmek istiyoruz.
Evet ülkemin her bir köşesinde tıpkı bizim gibi nice eğitim neferinin yazdığı bir destan vardır. Doksan yedi sonbaharında, memleketin en uç noktasında, gözlerden uzak, terorün psikolojik baskısından bunalmış toplum ve insanlarına devletin şevkat, merhamet ve umut kolları olarak, o kıştan bahara geçisi adeta bir destan yazarak bitirdik elhamdülillah. Ayağında ayakkabısı, üstünde giysisi olmayan, elinde kuru bir ekneği olan yaban güllerinden, vatanını, milletini seven, öğretmenler, mühendisler ve sağlık elemanları gibi ‘yedi verenler’yetiştirdik. Sevgi, umut ve bilgi aşılarıyla. Bu gün mevleketin baba ocağında aynı işi yaparken amacımız, düsuncemiz bir ve beraberken malesef duygularımızda erozyona uğradık. Biz öğretmenlere karşı ne o sevgi ve saygı var ne de o zamanlardaki itibarımız var.
Neyse dostlar, bu Peygamberi vazifeye gönülden bağlıyız. Ne maddi sorular ne de diğer olumsuzluklar bizi işimizden alıkoyamaz. Bizlerin bir tek gayesi vardır: İslâm memleketi olan bu vatanda bizleri bu meslekten soğutmaya çalışanlar oluyor. Bunlar teknolojinin buyülü oyuncakları ve acayip TV proğramlariyla neslimizle zedelemeye çalışıyorlar. Bizleri de söz dinlemez, yazamaz egitilmez bir nesille baş başa bırakmak istiyorlar. Biz gençleri ve velileri iyiliğe dondürmeye çalısıyor ve davet ediyoruz. Bu kaleyi içten fethetmeye çalısanlara karşı mücadele ediyoruz. Bu iyilik düşmanlarına karşı mücahede açan dindar ve aklı başında meslekdaşlarımızla el ele vermek gerekir. Vesselam.