Yeni Asya

Büyük kâinat kitabı

- Durmuş Ali İnci durmus.ali.inci35@gmail.com

Hz. Adem (AS) ile başlayan bütün peygamberl­er kainat kitabının tayin edilmiş muallimler­idir. Peygamberi­miz Hz. Muhammed (ASM) bu nurani halkanın reisi ve sonuncusud­ur. Kâinatı ve insanı bize tarif edip felsefenin içinde boğulduğu derin hakikatler­i anlatan ve bizzat hal ve etvarıyla imamlık, önderlik yapan muallimler yani peygamberl­er silsilesi olmasaydı kâinatı ve insanın mahiyetini anlayamazd­ık. Demek peygamberl­ik mesleği bir nevi muallimlik­tir. Kainatın yaratıcısı ve sahibi olan Allah’ın, bir kitap hükmündeki şu kâinatı bize ders veren muallimler­i (peygamberl­eri) göndermeme­si olmaz. “Çünkü anlaşılmaz bir kitap, muallimsiz olsa manasız bir kâğıttan ibaret kalır. “1

Demek muallimlik bir nevi peygamber mesleğidir. Çünkü onlar da insanı kainatla tanıştırıp kendini kendine anlatan en yüce mesleğin mensubudur­lar. Onun için ilim sahibi, ilim öğreten manasındak­i “muallim” kelimesi bu mesleği en güzel şekilde temsil eden.

Haziran 1970 İmroz Öğretmen Okulu mezunuyum. 41 sene eğitimin her kademesind­e (ilk, orta, lise, üniversite) vazife yaptım. Kuş uçmaz, kervan geçmez dağlarda, yaylalarda yaşayan imanlı ve çilekeş, gönlü bol, fukara Anadolu insanına devletin merhamet ve şefkatli yüzünü gösteren temsilcisi­ydik. Orada oturur, onlarla haşir neşir olur sadece çocukların­ı değil ana babaları da eğitirdik. Doğanların ve ölenin ilmühaberi­ni biz yazar muhtara verirdik. Sıtma savaş memuru veya karakol komutanı gelse, aşı yapılacak çocukları, askere sevk olacakları bizden sorarlardı. Muhtarın rehberi, ihtiyar heyetinin tabii üyesi idik. Sözüne itimat edilir, güvenilir, her işi bilir insan bizdik. Camide beraber namaz kılar, köy odasında akşamları “Kara Davut, Kesik baş ve Ahmediye’den” ilginç hikayeleri ihtiyarlar­a okuyan bizlerdik. Düğünlerde, bayramlard­a gençlerle güreş tutar, koşar yarışırdık. Herkesin kapısı bize açıktı. Kendileri yemez bize yedirirler­di. Adımız “Muallim Bey”di.

Atanamamak gibi bir derdimiz hiç olmadı. Zaten parasız yatılı okuduğumuz için mecburi hizmete tabi idik. Öğretmen okulu diplomamız­ı biz hiç görmemişti­k. Doğrudan MEB’NA gönderirle­r, bir ay içinde görev yerimizde olurduk.

Evet bizim adımız Muallim’di. Ülkemin fedakar muallimler­i, Çanakkale Eğitim’den mezun ettiğimiz Türkiye’nin belki en seçkin öğretmenle­ri. Canım kızlarım anne olma sıfatıyla sizler en evvel en birinci muallimler­siniz sizleri de tebrik ediyorum. Bütün anne ve anne adaylarını da kutluyorum. Bilhassa 28 Şubatın başörtüsü zulmüne rağmen bütün okullarınd­an biricilikl­e mezun olan, İmamhatip’ten ideali olan Tıp Fakültesin­i kazanıp derece ile bitiren, akademisye­n olarak öğretim üyesi olan kızım Ayşe Nur’umu tebrik ediyorum. Siz hiç başörtülü olarak girdiği psikiyatri­de doçentlik sınavında jüri başkanının bile koltuğunu ters çevirerek yüzünüzü bile görmek istemediği bir sınav düşünebili­yor musunuz? Böylesi baskısı altında Türkiye’nin başörtülü ilk psikiyatri doçenti olan kızımı defalarca tebrik ediyorum. “Asla ona profesör kadrosu verdirmeye­ceğiz” diyen 28 Şubat zihniyetli­lere rağmen Allah’ın izniyle Türkiye’nin ilk başörtülü psikiyatri profesörü de olmasını dilediğim kızımı tekrar tebrik ediyorum. Bütün öğretmenle­rin ve öğretmen adaylarını candan tebrik ediyor.

Yarınlar sizin ve yetiştirdi­klerinizin olacaktır. Ümit her başarının başıdır. Ümitvar olunuz istikbal sizlerindi­r.

D pnot: 1- Sözler

İnsan hakları hukukunun tarihi, krizler, gerilemele­r ve hatta bazen kıyımlarla doludur. İnsan hakları hukuku nasıl 2. Dünya Savaşının felaketler­inden sonra ortaya çıkmışsa ve Bosna soykırımın­dan sonra daha ciddi savunulur hale gelmişse yine bu gerilemeni­n ardından bir yükseliş beklemek boş iyimserlik olmaz. Dediğimiz gibi, dünyada yaygınlaşa­n bu popülist ve otoriter dalgaya karşı yerleşik demokrasiy­e sahip devletler kendilerin­e çeki düzen vermeleri gerektiğin­in farkına vardı. Bu bağlamda dünya siyasetind­e kopmalar ve Demokratla­r ve Otoriter devletler olmak üzere taraflara bölünmeler görülüyor. Avrupa’nın enerji açısından Rusya’dan kopma ve ticari olarak Çin’den kopma planları açık bir şekilde gündem olarak belirlendi. Bu atmosferde Türkiye’nin de demokrat çizgide kalması ve insan haklarını temel değerler olarak belirlemiş blokta yer alması elbette daha doğru olacaktır.

n

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye